0-2 yaşta TV Gelişimi Olumsuz Etkiler: Televizyonun özellikle 0-2 yaş aralığında çocukların öğrenmeye en açık dönemlerinden birinde bilgilerin, uyarıcıların televizyon ile sınırlandırılmasının zararları araştırmalarla gösterilmektedir. Piaget’nin bilişsel gelişim kuramına göre 0-2 yaş grubundaki çocuklar, duyu
İngilizceEğitim Etkinlikleri. Bir zamanlar reklamlarda da izlediğimiz gibi ’7 çok geç.’ 0-6 yaş arası kişilik gelişiminin tamamlandığı yaşlar olduğu için ve temel eğitimin 6 yaşında başlamasına vurgu yapmak için kullanılan bu reklamlar aslında çocuklarda 3-6 yaşlarında İngilizce öğrenmenin önemini de gösteriyor.
Erken yaşta okula başlamak riskli. İlkokula başlamak için çocuğun 69 ayı tamamlaması yeterli. Ancak eğitimciler, kalem tutmada, derslere odaklanmada güçlük yaşanmaması için 72 ayda yani 6 yaşında birinci sınıfa başlanılmasını öneriyorlar. Okul seçimi kadar çocuğun doğru yaşta ilkokula başlaması da çok önemli
Genellikleerken okur yazarlık kavramı aileler ve zaman zaman okul öncesi öğretmenleri tarafından yanlış anlaşılarak erken yaşta okumayı ve yazmayı öğrenme ya da öğretme olarak algılanabilmekte ve yapılan yanlış uygulamalar kötü sonuçlar doğurabilmektedir.
Disleksi okuma zorluğu oluşturduğu için, çocuklar okul çağına ulaşana kadar bu sorun ebeveynler tarafından fark edilmez. Ancak, erken dönemde farkına varılabilecek bazı disleksi belirtileri arasında kelime oluşturma zorluğu, sesleri karıştırmak, ortalamanın altında okuma seviyesi, düzensiz yazı yazma, farklı sesleri görme, duyma ve konuşmada zorluk yaşama, sayı ve
Erken yaşta okuma yazmaya ilgisini gösteren çocuğunuz varsa aşağıdaki bilgileri bir gözden geçirin derim. Amerikalı psikolog David Weikart ve ekibi bir deney yapmış. Erken yaşta doğrudan akademik eğitim alan grubun 15 yaşına geldiğinde diğer gruba oranla 2 kattan daha fazla sayıda kötü davranışta bulunduğu kaydediliyor.
f86P. Çocuğum kaç yaşında İngilizce öğrenmeye başlamalı? Küçük dahilerinin ne zaman İngilizce dilbilgisine hakim olmaya başlaması gerektiğine karar vermeye çalışan yeni ebeveynlerin aklında dönüp duran önemli bir sorudur bu. Yapmak isteyeceğiniz son şey çocuğunuzun kafasını karıştırmak veya ilerlemesini engellemek. Aynı zamanda farklı milletten olan yani anadilleri birbirinden farklı olan anne babalar için de bu önemli bir soru işaretidir. Sonuçta her ikisi de çocuğunun kendi dilini öğrenerek büyümesini ve o dili akıcı bir şekilde konuşmasını ister. Böyle bir ilişki içerisindeki anne babaların çocuklarına iki farklı dil öğretimi konusunda endişeleri olması gayet doğaldır. O zaman iyi haberi baştan verelim İki dilli yetiştirmenin şu ana kadar bilinen herhangi somut bir olumsuz örneği bulunmuyor. Aksine, erken yaşta ikinci bir dil öğrenmenin pek çok faydası da vardır. Çocuğun İngilizce öğrenme yaşı nedir gelin birlikte göz atalım. En iyi İngilizce öğretmenleri müsait5 59 yorum İlk ders ücretsiz!5 88 yorum İlk ders ücretsiz!5 21 yorum İlk ders ücretsiz!5 37 yorum İlk ders ücretsiz!5 32 yorum İlk ders ücretsiz!5 22 yorum İlk ders ücretsiz!5 17 yorum İlk ders ücretsiz!5 19 yorum İlk ders ücretsiz!5 59 yorum İlk ders ücretsiz!5 88 yorum İlk ders ücretsiz!5 21 yorum İlk ders ücretsiz!5 37 yorum İlk ders ücretsiz!5 32 yorum İlk ders ücretsiz!5 22 yorum İlk ders ücretsiz!5 17 yorum İlk ders ücretsiz!5 19 yorum İlk ders ücretsiz!BaşlayınÇocukları İki Dilli Yetiştirmenin Bir Zararı Var mı? Bebeklerin itibaren dil öğrenmeye yönelik yetileri oluşmaya başlar. Bu da demek oluyor ki 3 ay kadar erken bir vakitte onlarla İngilizce konuşmaya başlayabilirsiniz. Araştırmalar, iki farklı dile maruz kalmanın küçük bir bebeğin beynine herhangi bir zararı olmadığını gösteriyor. Hatta körpe zihinler farklı şekillerde harekete geçirilmeye bayılıyor! Paris Ouest Nanterre Üniversitesi'nden Maria Kihlstedt 7 yaşından önce dil öğrenmeye yarayan çok sayıda sinir devresinin aktif olduğunu vurguladı. Yani bebeğinize İngilizce öğretmemeniz için hiçbir bahaneniz kalmadı! Yalnızca İki Dilli Anne Babaların Bebekleri mi İki Dili Birden Öğrenebilir? Çocukların iş dünyası ve turizmde oldukça önemli bir rol oynayan İngilizceyi erken yaşta öğrenmesi günümüzde oldukça önemlidir. Çocuğunuzun İngilizce eğitimine erkenden başlamayı düşünüyorsanız günlük konuşma egzersizleri yaparak çocuk için bu yeni dili normalleştirmelisiniz. Bilişsel zorluklardan kaçınmak için, İngilizce öğretmekle ana dillerinde yeterlilik kazanmaları arasında bir denge bulmanızda yarar var. Son zamanlarda yapılan çalışmalar, yeni bir dil öğrenmenin başka herhangi bir dil edinimine olumsuz etkisi olmadığını gösteriyor. Bu nedenle çocuklarınıza bolca İngilizce hikaye okuyabilirsiniz. Kendisi okuma yazmayı çözdüğünde ise Harry Potter gibi eğlenceli ve dili çok ağır olmayan kitapları okumaya teşvik edebilirsiniz. İngilizce şarkılar söyleyin, tekerlemeler okuyun, ninniler dinletin. Müziğin gücünden bolca yararlanın! Çocuklar anne babasından ilgi görmeye bayıldıkları için öğrettiğiniz şarkıları söylemekten de büyük keyif alacaklardır. Çocuğunuzla günlük İngilizce saatleri yapın ve o saat aralığında ikiniz de yalnızca İngilizce konuşun. Siz ona örnek olursanız dili benimseyecek ve daha hızlı öğrenecektir. Bu tarz aktiviteleri yapmak için muhteşem İngilizce becerileriniz olmasına gerek yok. Hem çocuğunuza öğretirken siz de kendinizi geliştirmiş olursunuz. Bir taşla iki kuş! İki dilli çocuklar daha mı zeki olur? Çocuğunuza bir an önce dil eğitimi vermeye başlamalısınız! İsterseniz bir kurs merkezine gitmeden İngilizce online eğitim almasını sağlayabilirsiniz. İki dili birden konuşmayı öğrenmek bir çocuğu daha zeki yapar mı? Yapılan çalışmalara göre birden fazla dil öğrenmenin çocuk üzerinde birçok olumlu etkisi vardır. Bunlardan bazıları Sözlü becerilerin gelişmesi İletişimsel farkındalık Mekansal farkındalık Yaratıcılık Matematiksel problemleri daha kolay çözebilme İki dilli bir çocuk yetiştirmek için anne babanın iki dilli olması şart değildir. Kaynak Unsplash Riccardielli'nin 1992'de iki dilli ve tek dilli çocuklarla yaptığı çalışma bunu kanıtlar niteliktedir. Çocuklardan bir kutu kolayı çeşitli kullanımlarda sunmaları istenir. İki dilli çocuklar hem daha çok sayıda öneri hem de daha orijinal öneriler sunarlar. Henüz çocuğunuz iki dilliyse merak etmeyin, İngilizce kazanımlarını artırmak için her zaman bir şansınız var! Ayrıca çocuklar kendilerini geliştirmek için spor, müzik, dans gibi farklı yollar da tercih edebilirler. Yine de erken yaşta İngilizce eğitimi vermek, çocuğa kattıkları düşünülünce, oldukça doğru bir karardır. En iyi İngilizce öğretmenleri müsait5 59 yorum İlk ders ücretsiz!5 88 yorum İlk ders ücretsiz!5 21 yorum İlk ders ücretsiz!5 37 yorum İlk ders ücretsiz!5 32 yorum İlk ders ücretsiz!5 22 yorum İlk ders ücretsiz!5 17 yorum İlk ders ücretsiz!5 19 yorum İlk ders ücretsiz!5 59 yorum İlk ders ücretsiz!5 88 yorum İlk ders ücretsiz!5 21 yorum İlk ders ücretsiz!5 37 yorum İlk ders ücretsiz!5 32 yorum İlk ders ücretsiz!5 22 yorum İlk ders ücretsiz!5 17 yorum İlk ders ücretsiz!5 19 yorum İlk ders ücretsiz!Başlayın3 Yaşından İtibaren İngilizce Öğretin Yeni bir dil öğrenme konusunda küçük çocukların akıl almaz bir zihinsel kapasiteleri vardır. Kulaklarına aşinalık kazandırmak için İngilizce çizgifilmler izletebilirsiniz. Youtube'dan kolaylıkla ulaşabileceğiniz Peppa Pig serisinin dili basit ve hikayeyi takip etmek kolay olduğu için küçük çocukların izlemesi tavsiye edilir. 2 yaşından küçük bir çocuğun ekran karşısına geçmesini elbette önermeyiz ancak günümüz şartlarında çocuklar daha birkaç aylıkken telefonlarla tanıştığından bazı ailelerde çocukların TV izlemesi de pek sorun edilmez. Siz yine de çocuğunuzun ekran karşısında geçirdiği süreye bir sınırlama koymaya özen gösterin. Ekran karşısında anlamsız bir çizgifilm izleyecekse en azından eğtici olması açısından bunu İngilizce bir çizgifilmle değiştirebilirsiniz. Ayrıca çocuklara dil öğretiminde kullanılabilecek çok sayıda bilgisayar oyunları, masada oynanan kutu oyunları, flashcard'larla oynanan hafıza oyunları da bulunuyor. Bunun yanı sıra çocuğunuzu haftasonları düzenlenen bir çocuk için İngilizce kampına veya İngilizce atölyeye de götürebilirsiniz. Bu tarz yerlerde daha çok eğlenirken öğretmeye odaklanılır ve çocuklar da buna bayılır! Gruplar halinde çocuklar şarkı söyler, dans eder, oyunlar oynar, eğitimcilerinden hikaye dinler ve İngilizce konuşmaları teşvik edilir. Ders yaparak yeni bir şeyler öğrendiklerinin farkına bile varmazlar çünkü oldukça keyifli vakit geçirirler. Çocuklar için İngilizce kursu kaç yaşında başlar? İlkokul çağından itibaren özel kurslar öğrenci kabul eder. İngilizce Öğrenmek için En iyi Yaş Nedir? Bilim insanları önceden bir çocuğun ikinci bir dili öğrenmeye başlamadan önce kendi ana dilini ustaca kullanması gerektiğini savunuyordu. Zamanla, 7 yaşından sonra öğrenilen bir dilin asla ana dil gibi konuşulamayacağı ortaya çıktı. Yani ne kadar erken öğrenirsen o kadar iyi aslında. Elbette bu 7 yaşından büyük bir çocuk yabancı dil öğrenemez demek olmuyor, sadece kendi ana dilleri kadar iyi öğrenemezler. Erken yaşta dil öğrenmek sıkı bir çalışma gerektirmez. Yeni bir dil öğrenmek için güçlü motivasyon önemlidir, ancak aktiviteler öğrenciye göre uyarlanmadıysa bu da yeterli gelmez. Belli bir yaştan sonra çocuğunuza ister bire bir ister grupla özel İngilizce özel ders aldırmaya başlayabilirsiniz. Okulda Ingilizce derslerini anlamakta zorlanan bir çocuğa dili sevdirecek ve her detayını anlamasını sağlayacak farklı yöntemler kullanılması gerekir. Çünkü bazen çocukların dil öğreniminde zorlanmasının asıl sebebi okullarda uygulanan öğretim yaklaşımlarının çocuğun öğrenim şekline ters düşmesidir. Sonuçta tek bir öğretim yönteminin birbirinden farklı karakter ve kişilik özelliklerine sahip 20 çocuğun öğrenme tarzına uyması mümkün değildir. İşte böyle bir sıkıntı yaşandığı durumda devreye özel ders öğretmeni girerek çocuğun anladığı şekilde İngilizce öğretmeye başlayabilir. Okulda İngilizce Dersleri Bazen Baş Belasıdır Devlet okullarında İngilizce dersi itibaren verilirken özel okullarda kreş çağından itibaren çocuklar İngilizceyle tanıştırılır. Yani Türkiye'de eğitim gören her çocuk aslında erken yaşta İngilizceyle tanışır. Fakat devlet okullarında verilen İngilizce eğitimi genelde pek başarılı değildir ve müfredatı takip etmeye çalışan öğretmenler daha çok kelime ezberine odaklanabilir. Okuldaki ödevlere yetişmeye çalışan çocuklar işin eğlenceli kısmını tamamen kaçırabilir. Kaynak Unsplash Çocuklar, dili öğrenmeye en yatkın oldukları yaşta haftada sadece iki saat ders görürler. Bu kadar az bir çalışmayla hem dile ısınamazlar hem de katedebilecekleri onca yoldan mahrum kalırlar. Tabi bu aşamada gelip ilkokul öğretmenlerini suçlamak da yersiz olur. Sonuçta onlar da kendilerine verilen belli bir programı uygulamakla yükümlüler. Kafalarına göre bir dersin saatini azaltıp diğerini artırmaları belli kuralları çiğnemek olur. Okul hayatlarını tamamladıklarında akıcı bir şekilde İngilizce konuşabilen çok az sayıda öğrenci vardır herhalde. Çoğunlukla bu seviyeye ulaşmalarını sağlayacak güçlü kaynaklardan, azimli öğretmenlerden ve etkili ders ortamından yoksundurlar. Bir çocuk devlet okullarında okuduğu halde iyi derecede İngilizce öğrenebildiyse muhtemelen ya Amerikalı bir arkadaşı vardır, ya yaz tatillerini İngilizce konuşulan ülkelerde geçiriyordur ya Amerikan - İngiliz TV kanallarını izliyordur ya da evde İngilizce konuşan bir ebeveyn veya bakıcıyla büyümüştür. 7 yaşındaki çocuklar okul gezilerine katılmalı mı? Öğrenmek istediğiniz dilin konuşulduğu yere seyahat etmek harika bir fikir! KaynakUnsplash Bu yaşlardaki çocuklar biraz daha mantıklı düşünmeye başlar ve hem yeni bir şeyler öğrenmek için hem de arkadaşlarıyla eğlenmek için yaz kamplarına gitmek isterler. Bu yaşlarda İngilizce öğrenmeye hevesli olan bir çocuk, İngilizce yaz kamplarına ve gezilere katılmaya teşvik edilmelidir. Çocuklar böyle yerlerde verilen eğitimleri oyun gibi görürler. Sonuçta onlar için bu ortam bambaşka bir dünyadır ve sadece İngilizce konuşarak anlaşabildiği bir dünyayı sevgiyle kucaklayabilir! Tabi çocuğunuzun da bu kamplara katılmayı istemesi oldukça önemli, zorla yaptırdığınız hiçbir aktiviteden verim alamazsınız. Çocuklara İngilizce Öğretme Konusunda Yaş Sınırı Yoktur Kısacası, İngilizce öğrenme yaşı yoktur, çocuğunuzu istediğiniz kadar erken vakitte İngilizceyle tanıştırabilirsiniz. Bebeğinizin zihinsel gelişimine zarar vermeden onunla doğduğundan itibaren iki farklı dil konuşabilirsiniz. Yeni bir dil öğrenmek ve öğretmek için devamlılık esastır. Dil öğretimi aceleye gelmez, sakin olun ve ağırdan alın. Çocuğunuza fazla yüklenip illa bir şeyi öğrensin diye baskı yaparsanız sonunda nefret etmesine bile sebep olabilirsiniz! İngilizceyi günlük hayatlarına dahil ederek normalleştirmeniz, karşınıza oturtup yoğun dersler vermeye çalışmanızdan çok daha iyidir. Çocuğunuzun iki dilli olarak yetişmesini istiyorsanız 7 yaşına basmadan önce eğitime başlamanız gerektiğini unutmayın. Çocuğunuza İngilizceyi sevdirerek öğretmeye özen gösterin. Böyle yaparsanız bir yerden sonra kendi kendine İngilizce çizgifilmler açtığına, oyunları İngilizce oynadığına ve size öğrendiklerini göstermek için İngilizce ifadeler kullandığına şahit olabilirsiniz! Çocuğunuza İngilizce öğretmek için sizin de dil profesörü olmanıza gerek yok. Özellikle küçük yaştaki çocuğunuzla İngilizce oyunlar oynarken A2 seviyesindeki İngilizceniz hayli hayli yeterli olacaktır. İleriki yaşlarda kendinizi yetersiz hissederseniz özel ders öğretmenlerinin yardımına başvurabilirsiniz. Çocuklara İngilizce öğretirken Duolingo gibi online mobil uygulamalardan da yararlanabilirsiniz.
Toplum ve ailenin bakışı Genel olarak öğretmenler anne babalar ve toplum okuma yazmaya büyük önem verir. Okuma yazma bilmemek günümüzde büyük bir kusur olarak değerlendirilir. Bu beceri normal gelişim gösteren çocuklarda olduğu gibi, farklı gelişen çocuklar içinde büyük önem taşımaktadır. Bunun nedeni , özel gereksinimli çocukların okuma yazma bilmesinin, bağımsız yaşam açısından önemli bir basamak olmasıdır. Peki nedir okuma yazma? Okuma – yazmayı akademik olarak tanımlamak gerekirse “ sembolleri kullanarak iletişim kurma ve sembollerden anlam çıkarmadır.” diyebiliriz. Tanımından da anlaşılacağı üzere okuma yazma eğitimine geçmeden önce çocuk sembolik işlemleri yapabilecek seviyeyi tamamladıktan sonra geldikten sonra okuma yazma eğitimine başlanmalıdır. Genel olarak anne- babalar eğitimde okuma yazma sürecine gelindiğinde çok heyecanlanır. Kısa vadede çok büyük sonuçlar beklerler. Burada unutulmaması gereken en önemli şey, normal gelişim gösteren çocuklarda bile eğitim-öğretimin en sancılı olduğu bu dönemde sabırlı olmaktır. Düşülen diğer hataların başında da çocuğu okuma yazma eğitimi alan diğer çocuklarla kıyaslamak gelmektedir. Ailelerin “hadi çocuğum bak filancanın çocuğu okuyormuş,sende öğren” şeklinde yaklaşımları, başka çocuklara yetiştirebilmek için aşırı ders çalışma saatleri ve zorlamalar, çocuklarda başarısızlık duygusunu güdülemekten ve okuma yazma eğitimine karşı soğutup,bıktırmaktan başka bir işe yaramamaktadır. Unutmamalıyız ki tüm bireyler kendi doğasında farklılıklar gösterir ve herkesin bu farklılıkların doğrultusunda farklı öğrenme hızları ve sitilleri vardır. Okuma yazma eğitimine başlamadan önce çocuğu çok iyi gözlemlemeli, eğitimcilerini ilgi alanları hakkında bilgilendirmeliyiz. Çocuğun kendini mutlu hissettiği ve eğlendiği ortamlarda öğrenme kalitesi de yükselecektir. Özel eğitimde okuma-yazma eğitimine başlamadan önce dikkat edilmesi gereken iki önemli husus vardır. Bunların birincisi “çocuğun özür grubu nedir? Nasıl bir okul yaşantısı olacaktır?”. Öğrenci down sendromlu, otizmli, yoksa gelişim geriliği veya özel öğrenme güçlüğü olan biri mi? Ona en uygun kullanılması gereken yöntem nedir? Akranlarıyla birlikte kaynaştırma eğitimimi alacak, özel alt sınıfa mı gidecek yoksa sadece rehabilitasyon desteğimi alacak? Dikkat edilmesi gereken ikinci önemli nokta ise çocuğun yeterli hazır bulunuşluk düzeyinde olmasıdır. Yeterli hazır bulunuşluk düzeyinde bulunan çocuğun okuma yazma süreci için gerekli bazı önkoşul becerileri yerine getirmesi gerekmektedir. Peki nedir bu ön koşul beceriler? Bunları 9 ana madde altında toplayabiliriz. Özel gereksinimli çocuklarda okuma yazma eğitimi için sahip olunması gereken ön koşul beceriler Genel bilgi dağarcığı meyveler,sebzeler,taşıtlar,hayvanlar,sayılar,meslekler,eylemler,geometrik şekiller,zıt kavramlar Görme aynı olanı bulma,farklı olanı bulma,eksik tamamlama; resim,renk,sayı,harf,eşleme İşitme ses taklidi, senin yönünü bulma, gözü kapalı çıkan sesi tahmin etme,dinleme,dinlediği ile igili sorulara cevap verme Konuşma kendini ifade edebilme,ailesini tanıtma,sorulan sorulara cevap verme Kas gelişimi kaba ve ince motor beceriler,top tutma kağıt yırtma,hamurla oynama,ipe boncuk dizme vb Sosyal ve duygusal uyum yeterli hazır bulunuşluk düzeyinde olması Dinleme Kalem tutma El-göz koordinasyonudur parmak takibi yapabilme, sınırlı alan boyama,çizgi çalışmalarını yapabilme Gerekli ön koşul beceriler kazandırıldıktan sonra öğretim yapılacak yöntem belirlenmelidir. İlk başta da söylediğim gibi okuma yazma süreci eğitimde sancılı bir süreçtir fakat doğru yöntem teknikle çalışıldığı takdirde bu süreç öğrencinin çalışmaktan zevk alacağı eğlenceli bir süreç haline gelir. Eğitimcinin çocuk için en uygun yöntemi belirleyebilmesi için mevcut yöntemleri bilmesi gerekmektedir. Okuma-yazma eğitiminde kullanılan yöntemler; 1. Metin yöntemiÜstün zekalı bireyler için Paragraf bütün halinde verilir. Sonra cümle-kelime-hece ve seslere ayrılır. bütünden parçaya gitme 2. Harf yöntemiOtizmli bireyler için Harflerin okunuşu öğretilir. Daha doğrusu otizmi olan birey harflerin okunuşunu ezberler. Örnek ba-ca-ka-pı… Sonra bu heceler birleştirilerek yeni kelime ve cümleler oluşturulur. 3. Ses yöntemi Hafif veya ortaya yakın hafif düzeyde zihinsel yetersizliği olan bireyler için Harflerin okunuşu esas alınmıştır. Bildiğiniz gibi şu anda devlet okullarında uygulanan bir gruplara ayrılmış ve guruptaki ses sırası takip edilerek yeni yeni kelimeler türetilmiştir. • Şöyle ki Birinci Grup e,l,a,t İkinci Grup i,n,o,r,m Üçüncü Grup u,k,ı,y,s,d Dördüncü Grup ö,b,ü,ş,z,ç Beşinci Grup g,c,p,h Altıncı Grup ğ,v,f,j Ses yöntemindeki bu sıralamanın özel gereksinimli bireyler için uygunluğu kısmen tartışılmaktadır. Şu asla unutulmamalıdır ki özel eğitime muhtaç bireylerde hangi yöntem uygulanırsa uygulansın olabildiğine sade ve anlaşılır olmalıdır. Bu nedenle özel eğitime muhtaç bireylere önce sesli harflerin okunuşu öğretilmeli sonrada öğrenilen bu sesli harfler, sessiz harflerin okunuşuyla birleştirilerek hece kelime ve cümleler sonucu çıkan en uygun sıra Birinci Grup a,e,ı,o,u,i,ö,ü İkinci Grup l-m-t-n-s-k-r-f-y-z-v-b-c-d-p-h-ş-ç-g-j-ğ Ses yöntemini kullanacak eğitimcilerin dikkat etmesi gereken bazı hususlar bulunmaktadır. Örneğin eğitimci asla öğrenmediği sesle ilgili hece ve kelimeler kullanmamalıdır. Bu öğrencinin kafasını karıştırır. Sesli harflerin öğretiminde ı ile i, o ile ö, u ile ü peş peşe öğretilmemelidir. Sesi tanıma, okuma gerçekleştikten sonra yazı çalışmaları yapılmalıdır. Eğer öğrenci el yazısı ile zorlanıyor ise asla buna zorlanmamalı, okul yaşantısı varsa özel eğitim öğretmeni ve okul öğretmeni mutlaka irtibat halinde olmalıdır. Okuma yazma öğretim süreci Bu süreci 6 evrede inceleyebiliriz; Hazırlık evresi öğrencinin okuma yazma eğitimine hazırlandığı,yazımızın başında bahsettiğimiz ön koşul becerilerin kazandırıldığı evredir. Öğrenci gerekli ön koşul becerileri kazandıktan sonra ses evresine geçilir. Ses evresi Bu evrede sesler tanıtılır. öğrencinin farklı hecelerlerdeki aynı sesleri sezmesi, hece çalışmasına geçmek için iyi bir ölçüttür. Sonrasında hece öğretimine geçilir. Hece evresi öğrenilen seslerle önce iki hece, sonra üç hecelerin oluşturulduğu evredir. Sözcük evresi hecelerin birleştirilip yeni kelimelerin oluşturulduğu evredir. Öğrenilen seslerle hecelerin birleştiriliminden oluşan kelimelerin, resimlerini gösterip okutup yazdırmak görsel destek sebebiyle daha etkili olacaktır. Cümle evresi kelimelerden cümle oluşturma evresidir. Bu evrede öğrendiği kelimler karışık gruplar halinde verilip anlamlı cümle oluşturması istenilebilir. Bu noktada önemli olan basitten karmaşığa gitmek ve her zaman öğrencinin yapabileceği etkinliklerden başlayıp dersi yine yapabildiği etkinliklerle tamamlamaktır. Serbest metin evresi Metin okuma ve yazmanın gerçekleştiği, okuduğu metinle ilgili sorulara cevap verebildiği,söylenen metni yazabildiği evredir. Bu evrede başarı güdüsünün tatmin edilmesi çok önemlidir. Hecelere ayırarak okuma, son sözcüğü veya heceyi tekrar etme gibi davranışlar olabilir. Bu tip durumlarda öğrenciye daha hızlı ve akıcı okumasıyla ilgili komutları verirken bunların teşvik edici olmasına dikkat etmeliyiz. Okuma yazma öğretiminde oyunlar Unutulmamalıdır ki çocuğun yaşantısında oyun büyük bir yer tutar. Bir çok kavram oyun yoluyla daha hızlı öğrenilmektedir. Aynı şekilde okuma yazma çalışmaları yaparken de oyunlardan cümle kelime hecelerin unutulmasını önlemek için bol bol tekrar yapılması yoluyla bu tekrarların zevkli hale gelmesi okuma yazma öğretiminde kullanılabilecek önerebileceğim oyunlardan birkaç örnek aşağıda yer almaktadır. 1Balon Şişirme Oyunu Balonlar alınır ve bu balonların üzerine öğrenilen kelime,hece yada cümleler heceler yan yana getirilerek anlamlı kelimeler yaptırılır. 2 Numarayı Bul Oyunu Kartona 10 tane kutu çizilerek bunlara bir numara verilir. Bu kutuların içine farklı kelimeler tarafından bir numara söylenir ve öğrenci tarafından o kutudaki kelimeyi bulması istenir,okutulur ve yazdırılır. 3 Kelime Piyangosu 60-70 cm çapında ortasında kolayca dönebilen bir gösterge bulunan kartondan bir tablo hazırlanır. Bunun üzerine tekrar ettirilecek kelime yada hece tablonun üzerindeki göstergeyi çevirir hangi kelime yada heceyi gösteriyorsa o kelime okutulur ve yazdırılır. 4 Hece Piyangosu Kelime piyangosu gibi mukavva üzerine yapılır. Göstergenin üzerine heceler ile birleştiği zaman kelime oluşturacak bir hece konur. Kenarlarına da kesilen heceler çevrildiğinde hangi heceyi gösteriyorsa iki hecenin oluşturduğu kelime okutulup yazdırılır. 5 Şans Oyunu bir torba içine kelime fişleri konur. Bu torbada bulunan kelimeler öğrenciye kelime okutulup yazdırılır. Toparlamak gerekirse okuma – yazma öğretimi son derece önem taşıyan bir konudur. Tüm öğretimi yapılan davranışlarda olduğu gibi bu davranışın kazandırılmasında da, çocuğun bireysel farklılıklarını göz önünde bulundurarak en uygun yöntem ve tekniklerin kullanılmasını, doğru zamanda doğru pekiştirenlerin verilmesini, çocuğun eğitim ortamını sevmesini, öğrenmeden zevk almasını sağlamak öğretim sürecini hızlandıracak,eğitimin kalitesini arttıracaktır. Zihinsel Engelliler Sınıf Öğretmeni İnci Seringen Kaynaklar
Kütahya'daki termal otele giden ailenin kızları 10 yaşındaki Ezelnur Aydoğdu, girdiği havuzda boğuldu. Bilirkişi, '10 yaşında bir çocuğun okuma yazma bildiği ve termal havuzda bulunan uyarı levhalarını okuyarak anlayabileceği' gerekçesiyle küçük kızı suçladı. Eklenme 23 Eylül 2020 0901 Hürriyet'ten Mesut Hasan Benli'nin haberine göre Dava dosyasına göre, Ezelnur Aydoğdu 10 ailesiyle birlikte Kütahya'daki bir termal otele gitti. 16 Temmuz 2019'da Ezelnur, annesi ve ablası otelin kadınlara ayrılmış bölümüne geçerek, havuza girmek için hazırlık yapmaya başladı. Anne Bedia Aydoğdu ve büyük kızı Emine hazırlıklarını tamamladıkları sırada, Ezelnur'un yanlarında olmadığını fark ederek otelin havuzunun bulunduğu alana doğru yöneldi. Anne ve abla havuzun yanına geldiklerinde, Ezelnur'un havuzda hareketsiz şekilde yüz üstü yatar vaziyette buldu. Havuzdan çıkarılan Ezelnur'a ilk müdahale önce babası, ardından otelde hemşire olarak görev yapan Hatice G. tarafından yapıldı. Ancak hastaneye kaldırılan Ezelnur hayatını kaybetti. Kütahya Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma başlattı. 'ÖNLEMLER YETERSİZ' Soruşturma sürerken ailenin avukatı Çağatay Yağız da 'otel havuzunda cankurtaranın olmaması, güvenlik önlemlerinin yetersiz olması, güvenliğe ilişkin yeterli ve aydınlatıcı şekilde bilgi verilmemesi, güvenlik kameralarının olmaması, olay anında müvekkillerin defalarca bağırmasına ve otel görevlilerine haber vermesine rağmen otelde ilk tıbbi müdahaleyi yapması gereken sağlık ekibinin bulunmaması' gerekçeleriyle işletme sahibi ve yöneticilerinin cezalandırılmasını talep etti. 'ASIL KUSURLU AİLE'Bilirkişi raporunda ise, '10 yaşında bir çocuğun okuma yazma bildiği ve termal havuzda bulunan uyarı levhalarını okuyarak anlayabileceği' gerekçesiyle ölen küçük kızı suçlarken, anne Bediha Aydoğdu için 'çocuğu üzerinde gerekli gözetim ve denetim yükümlülüğünü yerine getirmediği, gerekli önlemleri almadan ve tek başına termal havuza girmesine müsaade ettiği için asli kusurludur' denildi. Raporda, gerekli gözetim ve denetim yükümlülüklerini yerine getirmedikleri gerekçesiyle işletme sahibi ve otelin mesul müdürü tali kusurlu olduğu belirtildi. ANNE 'ŞÜPHELİ' YAPILDI Bilirkişi raporu üzerine savcılık, anne Bediha Aydoğdu, otel müdürü Ali B. ve mesul müdür olduğu anlaşılan hemşire Hatice G. hakkında 'taksirle ölüme neden olma' suçundan soruşturma sürdürdü. Savcılık sürdürdüğü soruşturmayı 7 Temmuz'da tamamlayarak sadece otelin mesul müdürü Hatice G. hakkında dava açtı. Savcılık, diğer kişiler hakkında ise takipsizlik kararı verdi. 'SORUŞTURMA GENİŞLESİN' Avukat Yağız, işletme sahibinin soruşturmaya dahil edilerek soruşturmanın genişletilmesi ve otel müdürü Ali B. hakkında verilen takipsizlik kararının kaldırılması talebinde bulundu. Başvuruda, Kaplıcalar Yönetmeliği'nde 'Mesul müdürü sağlık eğitim görmüş yüksek okul mezunundan olur. Mesul müdür görevlendirmesi işletmecinin sorumluluğunu ortadan kaldırmaz' hükmü gereği işletme sahibinin ifadesini alınması gerektiği MÜDÜR YAPILDI Başvuruda, otel müdürü Ali B.'nin ilk ifadesinde 'mesul müdür olarak görev yaptığını' söylediği, alınan ikinci ifadesinde "Otelimizin mesul müdürü Hatice G." diyerek çelişki ifadeler verdiği belirtilerek, "İş akdi tanzim edilirken Hatice G. mesul müdür olarak düşünülmemiş olup; olaydan sonra sorumluluktan kurtulmak için eski tarihli bir metin düzenlenmiştir" iddiasına yer verildi. Başvuru Kütahya Sulh Ceza Hakimliği tarafından 7 Eylül 2020'de reddedildi. Youtube'dan takip etmek için tıklayınız Bu Habere Tepkiniz
Bilimsel araştırmalar, insanın dil ile ilişkisinin ömür boyunca nasıl geliştiği konusunda karmaşık açıklamalar sunuyor. Veriler, daha ileri yaşlarda yabancı dil öğrenmeye başlayanların daha avantajlı olabileceğini gösteriyor. Hayatın farklı dönemlerinde dil öğrenmenin farklı avantajları var. Bebekken kulaklarımız seslere karşı daha duyarlıdır. 1-3 yaş arası çocuklar farklı aksanları hızla öğrenip taklit eder. Yetişkinlerin ise konsantre olma süreleri daha uzun olduğu gibi, okuma yazma gibi becerilere sahip olmak sadece yabancı dilde değil anadilimizde de kelime haznesini sürekli genişletme olanağı verir. Yaşın yanı sıra sosyal durum, öğrenme yöntemleri, hatta dostluk ve arkadaşlık gibi etkenler kaç yabancı dil konuştuğumuzu ve ne kadar iyi konuştuğumuzu etkiler. Edinburgh Üniversitesi’nde İkidillilik Merkezi yöneticisi gelişimsel dilbilimi profesörü Antonella Sorace’a göre, “Yaşla birlikte her şey kötüye gitmiyor” . Sınıfta bir öğretmenin kuralları açıkladığı “bariz öğrenme” yönteminde, konsantrasyon ve hafıza kapasitesi ile bilişsel kontrol becerileri sınırlı olduğundan küçük çocuklar dil öğrenmede başarı gösteremez. “Bu konuda yetişkinler çok daha iyidir. Yani yaş ilerledikçe bu özellik de gelişir” diyor Sorace. İsrail’de yapılan bir araştırmada, yapay bir dil kuralını anlama ve bunu laboratuvar ortamında yeni kelimelere uygulama bakımından farklı yaş gruplarının performansı gözlendi. Genç yetişkinler olarak adlandırılan 14-21 yaş grubundakilerin, 12 yaşındakilerden oluşan gruptan çok daha iyi performans gösterdiği, 12 yaşındakilerin de 8 yaş grubundan daha yüksek puan aldığı görüldü. İngilizce öğrenen 2000 Katalan-İspanyol öğrencisi ile yapılan araştırmada da benzer sonuca varılmış, yabancı dil öğrenmeye daha ileri yaşlarda başlayanların daha genç yaşta başlayanlara kıyasla daha hızlı öğrendiği görülmüştü. Araştırmacılar, daha ileri yaşta olan öğrencilerin, olgunlaşma ile gelen daha ileri düzeyde problem çözme stratejileri gibi becerilerden ve dil konusunda daha yüksek düzeyde tecrübe sahibi olmanın getirdiği avantajlardan yararlandığı sonucuna daha ileri yaşta olanlar hem kendileri hem de dünya hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğu için, yeni öğrendiklerini bu bilgiyle daha kolay işleme koyabilir, yerli yerine oturtabilir. Küçük çocuklar ise “örtülü öğrenme” konusunda çok iyidir. Yani yabancı dili konuşan kişiyi dinleyip taklit ederek öğrenirler. Ama bu öğrenme tarzı o dili konuşan kişi ile çok zaman geçirmeyi gerektirir. 2016’da İkidillilik Merkezi, Çin’in kuzeyinde konuşulan Mandarin dilinin İskoçya’daki ilkokullarda öğretilmesi konusunda İskoç hükümetine bir iç rapor hazırlamıştı. Haftada bir saatlik bir dersin beş yaşındaki çocuklar için pek fark yaratmadığı ifade ediliyordu. Ama o dili konuşan bir öğretmenle iki saatlik dersler, çocukların Mandarin dilinin temel taşlarını kavramasına yardımcı olabiliyordu. Bunlar arasında, yetişkinlerin zorlandığı tonlama gibi unsurlar da vardı. Hepimiz doğal bir dil uzmanı gibi başlarız hayata. Dünyada konuşulan dilleri meydana getiren 600 sessiz harfi ve 200 sesli harfi işitiriz bebeklikte. Birinci yaşımıza bastığımızda beynimiz en sık duyduğumuz sesler konusunda uzmanlaşmaya, anadilimizde bir şeyler mırıldanmaya başlarız. Yeni doğan bebekler bile belli bir aksanla ağlar, anne karnındayken duydukları sesleri taklit eder. Dilde uzmanlaşma, ihtiyacımız olmayan becerileri terk etmemize de neden olur. Japon bebekler l’ sesi ile r’ sesini kolayca ayırabilir. Oysa yetişkin Japonlar bunda zorlanır. Yaşamımızın ilk yılları anadili öğrenme bakımından büyük önem taşır. Terk edilmiş veya izole tutulmuş çocuklar üzerinde yapılan araştırmalar, konuşmayı erken yaşta öğrenmediğimiz takdirde bu boşluğun ileri yaşlarda kolaylıkla doldurulamayacağını gösteriyor. Ancak yabancı bir dil öğrenme bakımından aynı durum söz konusu değil. York Üniversitesi’nden psiko-linguist Danijela Trenkic’e göre, “yaşın birçok başka etkenle birlikte etkili olduğunu anlamak gerekir”. Çocukların yaşamı yetişkinlerden tamamen farklıdır. Bu yüzden çocuklarla yetişkinlerin dil becerilerini kıyaslarken “iki aynı türü kıyaslamıyoruz aslında”. Trenkic başka bir ülkeye taşınan aile örneği veriyor. Bu durumda çocuklar yeni dili ebeveynlerden çok daha hızlı öğrenir. Bunun nedeni, okulda sürekli bu dili dinliyor olmaları olabilir. Ayrıca çocuklar arkadaş edinme, toplulukta kabul görme yoluyla sosyal olarak varlıklarını sürdürme bakımından dil öğrenmeyi daha büyük bir öncelik olarak görür. Oysa ebeveynler kendileri ile aynı dili konuşan diğer göçmenlerle sosyalleşme ihtiyacını giderebilir. Trenkic’e göre, “duygusal bağ oluşturmak dil öğrenmede önemlidir”. Yetişkinler de duygusal bağ kurabilir ve bu yalnızca o ülkenin dilini anadili olarak konuşan birileriyle arkadaşlık etmek şeklinde olmayabilir. 2013’te İtalyanca öğrenmeye çalışan Britanyalı yetişkinleri inceleyen bir araştırmada, diğer öğrenciler ve öğretmenle bağ kurmanın öğrenmekte güçlük çekenler açısından yararlı olduğu görüldü. “Sizin gibi düşünen insanlarla bağ kurduğunuzda dili öğrenmek için daha fazla çaba gösterirsiniz” diyor Trenkic. “Bu çok önemli. Dili öğrenmek için yıllar harcamanız gerekir. Bunu yaparken sosyal bir motivasyon yoksa, çabayı sürdürmek oldukça zordur.” Massachusetts Teknoloji Enstitiüsü MIT bu yıl internet üzerinden 670 bin kişi ile bir anket yaptı. Bir İngiliz gibi İngilizce gramer bilgisine sahip olmak için İngilizce öğrenimine 10 yaş civarında başlamanın en iyi sonuç verdiği görüldü. Daha ileri bir yaşta bu beceri zaman içinde kendi dilimiz de dahil yabancı dillerde iyileşme halinin devam ettiği de görüldü. Örneğin, kendi anadilimizin dil bilgisi kurallarını ancak 30 yaş civarında tümüyle öğrenmiş oluruz. Başka bir araştırmada ise orta yaşa kadar anadilimizde her gün yeni bir kelime öğrendiğimiz görüldü. ” İnsanlar bazen yabancı dil öğrenmenin en büyük avantajı nedir diye soruyor. Daha fazla para mı kazanacağım? Daha zeki veya daha sağlıklı mı olacağım? Ama aslında yabancı dil bilmenin en büyük avantajı daha fazla insanla iletişim kurabilmektir” diyor Trenkic. Trenkic aslen Sırbistanlı. İngilizceyi 20’li yaşlarda İngiltere’ye yerleştikten sonra akıcı halde konuşmaya başlamış. Özellikle yorgun ve stresli olduğu anlarda hala gramatik hatalar yaptığını söylüyor. “Ama her şeye rağmen, önemli olan şu ki İngilizce ile muhteşem şeyler yapabiliyorum. En iyi edebi eserleri okumanın zevkine varabiliyor, yayınlanabilir nitelikte yazılar yazabiliyorum.” Kaynak
Dünyanın bazı ülkelerinde özellikle Amerika’da yaygın bir inanış var Çocuklara henüz anaokulunda ve anasınıfındayken okumayı, yazmayı ve hecelemeyi öğretmeye başlarsak, hayata akranlarından bir adım önde başlarlar. Çocuklarımızı erken yaşta okumaya zorlamanın onları daha başarılı yapacağını ve sivrilteceğini düşünüyoruz. Merzifon Kreş Ama işler bu şekilde yürümüyor, hatta bu, çocuklar için zarar verici bile olabiliyor. Neden mi? Çocukların okuma, yazma ve hecelemeye yönelik nörolojik yolları erken yaşlarda henüz oluşmamıştır. Dolayısıyla bunun için gerekli donanıma sahip değillerdir. Çocuk gelişiminde bir şeyleri gözden kaçıramaz, kısayoldan halledemez ya da aceleye getiremezsiniz. Bunlar hiçbir işe yaramaz. Merzifon İlkadım Montessori Anadokulu 3 ila 7 yaş arasında ağırlıkla beynin sağ tarafı gelişir. Beynin sağ tarafı kelime okumanın gerçekleştiği yer değildir. Sağ taraf, resimleri ve şekilleri görür ve bir hikayeyi anlamak için kafamızdaki “filmi” yaratmak adına zihinsel görüntüleri imgeleri kullanır. Beynin sol tarafı ise kelimeleri okuduğumuz yerdir ve kelimleri harflerine göre kodlamamızı ve fonetik olarak seslendirmemizi sağlar. Doğru kelime okuma budur. Çocukların okumayı tamamlamasını sağlamak için “korpus kallosum”un beynin sağ ve sol yarım küresinin birbirine tam anlamıyla bağlaması 7 yaşından önce gerçekleşmez. Beyinlerinin sadece sağ tarafına kullanabilirken çocukları okumaya zorladığımızda, kelimeleri seslendirebilmeleri gerekirken, onları, kelimelerin şeklen ve tahminen neye benzediğini ezberlemeye iteriz. Bu doğru okuma değildir. Ayrıca çocuklar kelimelerin şeklen neye benzediğini ezberlemeye odaklandıklarında, kafalarındaki “filmi” yaratmak için sağ beyinlerini kullanmıyor olurlar. Bu da okuduğunu anlamada zayıf olmalarına sebep olur. Merzifon Gündüz Bakımevi Bilmemiz gereken önemli bir gerçek var Güçlü bir denge duygusu ve proprioseptif duyu beden farkındalığı; bedenin parçalarının nerede olduğunu ve nasıl hareket ettiğini bilme güçlü bir öğrenen ve iyi bir öğrenci olmanın temel şartıdır. Denge ve propriosepsiyon ancak oyun, hareket ve çevreyi deneyimleme yoluyla gelişir, hareketsizce oturup okuyarak değil. Merzifon Montessori Beni yanlış anlamayın lütfen; iyi bir okuyucu olmanın ve okuyarak bolca zaman geçirmenin çok önemli olduğunu düşünüyorum. Okuma becerisi, muhtemelen toplumumuzda öğrenilen en önemli beceridir. Ama okumayı öğrenmeye giden yol, genel kanının aksine daha farklı bir yoldur. Çocukları okumaya ne kadar erken başlatırsak, ilkokulda başarılı olmaları için ihtiyaç duyacakları çabasız okuma becerisini kazanmaları onlar için o kadar zor olabilir. Merzifon Okul Öncesi Peki bu durumu nasıl düzeltebiliriz? Yavaşlayın. Bırakın çocuklar bedenlerini kullansınlar ve bol bol denge gerektiren oyunlar oynasınlar. Dengelerinin ve bedenlerinin nerede başlayıp nerede bittiği algılarının gelişmesi için çocuklara destek olun. Ayrıca onlara bol bol kitap okuyun. Onlara ne kadar çok kitap okursanız, kendilerini rahat hissettikleri bir ortamda zihinsel canlandırma imgeleme pratiğini o kadar çok yaparlar. Onlara kitap özellikle tekerlemeler okuduğunuzda kelimeler arasındaki en ufak farklılıkları bile duyma konusunda kulaklarını eğitirler. İleride kelimelerin seslerini öğrenirken, kelimeleri seslendirirken ve hecelerken bu çok işlerine yarar. Televizyon ve videolar onlara bu beceriyi kazandırmaz. Merzifon Anaokulu Bu çalışmaları yapmazsanız, okuma, yazma ve heceleme konusunda ustalaşma çabalarınız hüsrana uğrayacaktır.
erken yaşta okuma yazma öğrenme zararları