Tanzimattan sonra, Divan şiirinin üslûpçuluğu yıkılır. Şiirin konusu genişler, doğa, felsefe, iç ve dış yapı olanakları gelişir, fakat beklenen şiir yaratılamaz. Batı Uygarlığındaki Türk Şiiri ile her geçen gün biraz daha Divan Şiiri’nden ayrıldık. Tanzimat şiiri ile Divan Şiirinin geleneksel yapısı
Türk Edebiyatı’nın En Dokunaklı 25 Aşk Şiiri. En Önemli Şairlerimizin Dostluk Üzerine 13 Şiiri. Türk Edebiyatının Okumanız Gereken En Güzel 20 Şiiri. 1. Acıyor – Turgut Uyar. “Mutsuzluktan söz etmek istiyorum. Dikey ve yatay mutsuzluktan. Mükemmel mutsuzluğundan insansoyunun. Sevgim acıyor.
Budeğişimden zaman içinde sanat ve edebiyat da payını almış, toplumsal, kültürel, politik ve ekonomik realitelere bağlı olarak Türk edebiyat tarihinde divan şiiri adı verilen bir edebiyat geleneği ortaya çıkmıştır. Bu şiir geleneğinin en önemli özellikleri şu şekilde sıralanabilir: Divan Şiiri Genel Özellikleri: 1.
Divan edebiyatı ile ilgili -AYT edebiyat sınavında yıllara göre- en çok 5 soru, en az 3 soru sorulmuş. Bildiğiniz üzere 2018 yılından itibaren AYT edebiyat testinin soru sayısı, 56 sorudan 24 soruya düşürüldü. Buna rağmen Divan edebiyatı ile ilgili çıkan soru sayısında değişiklik olmadı. Son 5 yıldaki soru
Mevlânaölüm gününü yeniden doğuş günü olarak kabul ediyordu. İşte onu ölümsüzleştiren Mevlana hazretleri tarafından kaleme alınan ve yazılan Divan kebir’den seçme rubailer 1 sözleri.. Ömür tükendî îse Allah başka bîr ömür verdî. Geçîcî ömür kalmadıysa, îşte şuracıkta tükenmeyen,ölümsüz ömür.
Divan şiirinin edasını dönüştüren Fuzuli'nin yazdığı beyitler, insanların hafızasında yer edindi. Onun yazdığı beyitler, nesilden nesile aktarılarak günümüzde de ezberlenip okunmaya devam etti. Edebiyatımızın en büyük şairlerinden Fuzuli'nin asırlardır dilden dile dolaşan beyitlerini ve anlamlarını derledik.
xyG6ZkV.
Hem ülkemizde hem de dünya genelinde en çok okunan divan şairleri ve en önemli eserleri şu şekilde sıralanabilir. 1- Şeyh Galip Hüsn ü Aşk 2- Fuzuli - Leyla ve Mecnun 3- Ali Şir Nevai - Bedayü'l Vasat 4- Nabi - Hayrabat 5- Nefİ - Siham-ı Kaza Divan Şiiri Örnekleri Nelerdir? 1- ''Figan edip demeyiz ki gamın nesin gördük Gam olmasa der idik bu alemin nesin gördük'' Fehim-i Kadim 2- ''Budaladır budaladır budaladır budala Böyle divaneye dilber ne beladır ne bela'' Mesihi 3- ''Ey gül deme eşk-i teri bülbül neme lazım Kadrini bil şebnem güle gül şebneme lazım'' Enderunlu Vasıf Maddeler Halinde Divan Şiirinin Özellikleri 1- Divan şiirinin üç ana karakteri aşık, maşuk ve rakiptir. Aşık, ne kadar istese de sevgilisine kavuşamaz. Rakip ise her zaman sevgililerin kavuşmasındaki en büyük engeldir. 2- Kaside türündeki eserlerde padişahların meziyetleri övülmüştür. 3- 17. yüzyıldan itibaren Sebk-i Hindi akımının etkisinde kalan Divan şairleri, gazel ve kaside türündeki eserlerde anlam güzelliğini ön plana çıkarmıştır. 4- Divan şiirinde üç tür mübalağa vardır. Gulüvv, aşırı abartmak anlamına gelirken, iğrak, birini ölçüsüzce övmek ve yermek anlamına gelir. Tebliğ sanatı ise mübalağanın makbulü olarak nitelendirilir. 5- Sevgilinin yüzü için ''ruy, cemal ve çehre'' kelimeleri kullanılır. Serv-i kamet uzun boylu sevgili anlamına gelirken, Mehveş, yüzü ay gibi parlak ve güzel olan kadın demektir. 6- Divan şiirinde ''bezm-i elest'' kelimesi önemli bir yer tutar. Allah, ruhları yarattıktan sonra ''Ben sizin Rabbiniz değil miyim'' diye sormuş, tüm ruhlar da ''evet'' cevabını vermiştir. Bu konuşmanın geçtiği yer aynı zamanda ahiret hayatının da bir simgesi olan bezm-i elest'tir. Bu kelime bazı şiirlerde ''bezm-i gam'' olarak da geçer.
İslamı kabul etmemizle diğer milletlerle olan yakınlığımız artmıştır ve bunun sonucunda Türk Edebiyatı’na da yenilik gelmişti. Yeni edebiyat, ilişkilerimiz sonucunda ve kendi edebiyatımızın ışığında daha da gelişti. Var olan edebiyatımız da Divan edebiyatını etkilemişti ve aynı şekilde Halk Edebiyatı alanında da Divan Edebiyatı etkileri görülmüştü. Bugün ise bu durum aynen devam ediyor. Dinlediğimiz türkülerde Divan Edebiyatı’nın mazmunlarına sıkça rastlasak da aslında nereden geldiğini bilemediğimiz için bize hep varmış, her zaman bildiğimiz bir şeymiş gibi geliyor. Örneğin gül’ mazmununu duyduğumuzda sevgilinin güle benzetildiğini biliriz ve bu benzetmenin ne anlama geldiğini iyice bilmeyiz. Aslında bugün bu gibi benzetmeler hayatımızda da çok kullanılıyor. Bu benzetmelerin bugün kullanılması bize edebiyatın da diğer alanlar gibi birikimli ilerlediğini ve eski’ görülen şeylerden beslendiğini gösteriyor. Öyle ki 2. Yeni şairlerinin bile gazel yazdığından bahsedilir. Edebiyatımızdaki öncü sanatçılarımız her zaman bu edebiyattan faydalanmıştır. Faydalanmasa bile bu konuda derin bir bilgileri ve derin bir sözcük hazineleri vardı. Şiirlerimiz, deyim ve atasözlerimizi bile etkileyen bu akımın, hayatımızın her alanında aşina olduğumuz bir şey olması şaşılacak bir şey değildir. Şimdi bahsettiğimiz bu örnekleri inceleyelim. Gül Tabii ki gülün sevgiliye benzetilmesinin o kadar kolay bir hikayesi yoktur. Divan Edebiyatında her kelime içinde derin anlamlar ve hikayeler barındırır. Bu da şairin söyleyiş güzelliğiyle alakalıdır. Gül, rengi, kokusu, şekli, dikenleri, ömrünün kısa oluşu ve gonca haliyle türlü mazmunlara konu olmuştur. Kırmızı rengi sevgilinin yanağı, kokusu sevgilinin kokusu, üzerindeki çiğ taneleri ise sevgilinin dudakları arasından görünen inci dişleridir. Gülün dikeni rakiptir. Aşığın her zaman bir rakibi vardır ve sevgili aşığa hiç yüz vermez. Aşığın aklı sevgilidedir, sevgilininki rakipte. Aşık sevgilinin dikeni olmasına rağmen sevgiliden vazgeçmez hatta aşkı daha da artar. Gülün açılmadan önceki hali goncadır. Gonca kapalıdır ve içinde sırlar barındırır aşık da gül de en çok bunu sever. Ona ulaşamamak aşığı her zaman daha da sevgiliye bağlar. Goncanın kapalı olması sevgilinin bilinmeyen özelliklerinin aşık tarafından bilinmesini de çağrıştırır. Hiç kimse sevgiliye aşık gibi bakmamış ve onun güzelliğini keşfedememiştir. Gül mazmunu çoğu şair tarafından kullanılmış ve anlamı genişletilmiştir. Nola gönlüm ârızun isterse cânum kâmetün Resmdür âlemde bülbül gül sever pervane şem’ Fuzuli “Gönlüm yanağını, canım da boyunu isterse buna şaşılır mı? Bülbülün gülü, pervanenin de mumu sevmesi âlemde âdettir.” Zülüf Saç demektir. Sevgilinin saçı küfrdür, küfr imanı örter. Sevgilinin saçı da sevgilinin dudaklarını ve yanağını örter. Sevgilinin dudağı ve yanağı fenafillahtır kulun kendisini Allah’ta yok etmesi, tasavvufta en yüksek makam. Sevgilinin yanağı ay gibi parlar, dudağı hayal dünyasından alem-i mecaz alem-i hakikate yol alır. Yani sevgilinin dudaklarına ulaşan dünyevi her şeyden arınır ve öbür dünyaya göç etmiş sayılır. Dudakları kıl kadar incedir bu da sırat köprüsüne bir hatırlatmadır. Aşık sevgilinin dudaklarına ulaşınca eriyip yok olur ve fenafillaha ulaşır. Bu ne yüzdür bu ne gözdür bu ne zülf ü bu ne bâlâ Biri lâle biri nergis biri sünbül biri Tûbâ Ahmedi Ok ve Yay Divan şiirinde sevgilinin kaşları yay, bakışları oktur. Sevgilinin kaşları yay kadar incedir ve bir bakışı aşığa ok gibi saplanır ve onu öldürür. Evet sevgili hiç aşığa bakmaz ama aşık onun bir bakışının onu öldürebileceğini bilir ve sevgilinin bakışını oka benzetir. Ok aynı zamanda sevgilinin kirpiğinemüjgan de benzetilir. Ayrıca divan şiirinde sevgilinin gözü ve kaşı birçok şeye benzetilir. Bir başka örnek verecek olursak, sevgilinin kaşı nun harfine gözü ise sad harfine benzetilir. Bunların yazımı eski Arapça’da nas’ kelimesinin yazımına denk gelir. Nas kelimesi ise delil demektir. Yani sevgilinin kaşı gözü onun güzelliğine delildir. A kuzum yanağın dertlere derman Kaşlara yay olsun kirpiğin keman KARACAOĞLAN Lutfu katı as görünür, cevri çok Kaşların yay etmiş ,kirpiklerin ok. KULOĞLU Burada görüldüğü gibi divan şiir geleneği halk şiirini dolayısıyla türkülerimizi de etkilemiştir. Nass getürdi hüsnünin da’vasın isbat itmege Ol ki yarin kaşını nun u gözin sad eyledi Ahmedi hüsn güzellik
divan şiiri örnekleri ve anlamları