t486pN. Giriş Tarihi 1003 Son Güncelleme 1240 Yaşar Nuri Öztürk'ün yaşamını yitirdiği haberini Halkın Yükseliş Partisi HYP Genel Başkanı Ragıp Önder Günay Facebook sayfasından duyurdu. İlahiyat profesörü Yaşar Nuri Öztürk, rahatsızlığından dolayı geçtiğimiz günlerde Yeditepe Üniversitesi Hastanesi'ne kaldırılmıştı. Burada bir süre tedavi gören Öztürk daha sonra evine geçmişti. Yaşar Nuri Öztürk mide kanseri teşhisiyle 12 Kasım 2011'de ameliyat olmuş ve ay kemoterapi görmüştü. SON DAKİKA YAŞAR NURİ ÖZTÜRK ÖLDÜ MÜ? KIZINDAN AÇIKLAMA 71. doğum gününde yaşamını yitiren Öztürk, kısa bir süre önce hastaneye kaldırılmış bir süre tedavisinin ardından evine gönderilmişti. 12 Kasım 2011 tarihinde mide kanseri teşhisiyle ameliyat olan Öztürk, son yazısını Aydınlık gazetesinde 9 Haziran'da kaleme almıştı. Trabzon'un Sürmene ilçesinin Küçükdere Köyü'nde hayata gelen Yaşar Nuri Öztürk, dokuz yaşında hâfız oldu. On yıllık klâsik medrese eğitiminden sonra hukuk ve ilahiyat tahsilini tamamlayan Öztürk, 12 yıl imamlık ve vaizlik yaptıktan sonra üniversiteye tekrar dönerek 1980 yılında "İslâm Felsefesi" konulu doktorasını tamamladı ve 1986 yılında aynı dalda doçent oldu. New York'ta "İslâm Düşüncesi ve Çağdaş Sûfî Düşünce" dersleri okuttu. Türkçe, Arapça, Farsça, İngilizce ve Fransızca dillerinde çeşitli çalışmaları bulunan Prof. Dr. Öztürk, 1978 ve 1982'de "Türkiye Millî Kültür Vakfı" ödülünü kazandı. YAŞAR NURİ ÖZTÜRK'ÜN SAĞLIK DURUMU AĞIR! KILIÇDAROĞLU, YAŞAR NURİ ÖZTÜRK'E RAHMET DİLEDİ Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, hayatını kaybeden ilahiyat profesörü Yaşar Nuri Öztürk için rahmet dileğini twitter hesabından paylaştı. Kılıçdaroğlu, "Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk'ü kaybetmenin derin üzüntüsü içindeyim. Allah'tan rahmet diliyorum. Mekanı cennet olsun" ifadesini kullandı. CENAZE TÖRENİ CUMA GÜNÜ Yaşar Nuri Öztürk'ün cenazesi, 24 Haziran Cuma günü ikindi vakti Üsküdar'daki Şakirin Camisi'nde düzenlenecek törenin ardından, Kanlıca Mezarlığında toprağa verilecek. YAŞAR NURİ ÖZTÜRK HASTANEYE KALDIRILDI DOĞUM GÜNÜNDE HAYATINI KAYBETTİ YAŞAR NURİ ÖZTÜRK KİMDİR? Trabzon'un Sürmene ilçesinin Küçükdere Köyünde 22 Haziran 1945'te dünyaya gelen Yaşar Nuri Öztürk, ilk Kur'an-ı Kerim eğitimini babasından aldı. Öztürk 9 yaşında hafız olurken, 10 yıllık klasik medrese eğitiminin ardından hukuk ve ilahiyat tahsilini tamamladı. Yaşar Nuri Öztürk, 12 yıl imamlık ve vaizlik yaptıktan sonra 1980'de akademik eğitimine devam etti. Ortadoğu, Balkanlar, Avrupa ve Afrika ülkeleriyle, ABD, Güney Kore ve Japonya'da kendi alanına ilişkin akademik araştırmalar yapan Öztürk, ayrıca bir süre Fransa'da Grenoble Üniversitesinde çalıştı. Türkçe, Arapça, Farsça, İngilizce ve Fransızca dillerinde çeşitli çalışmaları bulunan Öztürk, 1978 ve 1982'de "Türkiye Milli Kültür Vakfı" ödülünü kazandı. Türkiye'de Kur'an-ı Kerim'in Özüne Dönüş Hareketi'nin öncüsü olan ve Time dergisinin gerçekleştirdiği "20. Yüzyılın En Önemli Kişileri" listesinde kamuoyunca belirlenen yüz isim arasında ilk 10 arasına giren Öztürk, aynı zamanda da Türk üniversitelerinde öğretim üyesi ve dekan olarak 26 yıl görevde bulundu. Amerika'da da bir yıl misafir profesör olarak "İslam Düşüncesi" dersleri okutan Öztürk, bu süre içerisinde The World Scripture'ın İslam bölümünün hazırlanışında görev aldı. İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesine,1993'te kurucu dekan olarak atanan Öztürk'ün büyük çoğunluğu İslamiyet hakkında 50'ye yakın kitabı bulunuyor. Öztürk, ilk tercümesi Elmalılı M. Hamdi Yazır tarafından yapılan Kur'an-ı Kerim'in yorum katılmamış Türkçe mealini yayımladı. Aynı zamanda çeviri, 1993-2003 yılları arasında 126 baskı yaparak, "Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en çok baskı yapan kitabı" sayılıyor. 14 Şubat 2013 tarihinde TRT sanatçısı Nazlı Kanaat ile nişanlanmıştır. Yaşar Nuri Öztürk, 3 Kasım 2002 seçimlerinde Cumhuriyet Halk Partisi'nden İstanbul milletvekili olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne girdi. Daha sonra CHP'den istifa etti. Ardından da Halkın Yükselişi Partisi'ni kurdu ve bu partinin genel başkanlığını dört yıl boyunca sürdürdükten sonra 19 Ekim 2009 tarihinde üniversite ile çok ilgilenemediği gerekçesiyle genel başkanlıktan istifa ederek aktif siyasî hayatını sona erdirmiş oldu. beklenen sondur. linkancak haberin bir çok haber sitesinde aynı metinle çıkması beni kıllandığım kadar varmış. haber linki boşa düşmüş. ama istemeden akit'n linkini ekliyorum. link2edit2 "ilan etmiş" vurgusu habere yenik düşülerek yazıldı. ağır olmuş. yandaş ve yavşak bir haber sitesi tarafından yapılan haber... yaşar nuri öztürk'ün yaşadığını öğrendiğim haber. 10. ilk söyleyişi değildir. hocayı bilen bunu da bilir zaten. argümanları insanca yaşamayı temele spoiler -kur'an, deizmi teşvik eden bir kitap değil ama ona kapı aralayan bir aynı anda hem felsefî hem de teolojik karakteri bu inancın tanrı dışında insanüstü bu temel karakteri onun kutsal kavramını da etkilemiştir. deizmin kutsalı ne dindir ne ilham ne havra ne kilise ne de cami. onun kutsalları akıl, bilim ve ahlaktır. dincilik bu temel değerleri tarih boyunca yıkan, işlemez hale getiren, hatta onlara savaş açan temel musibet olduğu için deistler dine hayatlarında yer bilmişlerdir ki, tanrı dışında insanüstü tanıdığınızda bunun arkasından sadece peygamberler değil; evliya, ermişler ve daha bilmem neler insanüstü varlıklara dönüştürülerek birer yedek ilah halinde insan hayatına musallat edilecektir, edilmiştir. akıl dışında kutsal tanımanın sonucu ise aklın hayatın dışına itilmesi, onun yerini kutsallaştırılmış birtakım adamların ilhamların, rüyalarının alması özellikle dinler tarihi deistlerin bu iddialarını veya öngörülerini tamamen doğrulamıştı. ve doğrulamaya devam spoiler - sonunda doğru yolu bulmuştur. "deistler, dinciliğin bütün kötülüklerine, rezilliklerine rağmen allah’a inançlarını koruyan samimi mümin insanlardır. tarihin en namuslu, en ahlaklı, en üretken adamlarıdır. atatürk de deist'tir. hem namuslu hem de allah’a imanı olan adam başka bir yere gidemez" kur'an hakikaten deizm'e bir kapi ibn-i arabi gibi cok buyuk isimler deizm'in icinde yasar mansur neden "ben hakk'im" dedi de kafasi kesildi yobazlarca?neden hallac-i mansur bir cok islam alimi tarafindan kafir ilan edilmedi bu soyledigine ragmen?mevlana "onun söyledikleri bizim söylediklerimiz yanında çok hafif kalır; fakat biz sır tutmasını bildik ve kurtulduk." der onun hz. ali'nin dahi bazi hadisleri vardir bu konuya inanan icin aslinda avam'in dahil oldugu butun ritueller, gelenekler, kurallar bir noktada manasini sorun su. yasar nuri'nin soyledigi halkin cogunlugu tarafindan bu basligin altinda kac tane ateist, adami coktan ateist ilan etmis, iste ayni kafa cahil yobazda da disinda bir kesim daha var ki, onlar da bunu dogru kabul eder ama kendi inanclarini istismar etmek icin da "benim kalbim temiz" cidirler. dedikodu, haset, fesat her turlu asagi duygunun esiridir ama "benim kalbim temiz, allah biliyor" diyerek kilmadigi namaza, tutmadigi oruca bahane bu tip sebeplerden dolayi bir cok islami deha veya arastirmaci/alim bunu acik acik hz. ali'den hadis demek hz. ali'den rivayet edilen hadis manasina gelir bu yazi icerisinde. ben hep 50 rekat kıldığım için... yok lan yok öyle adam diyor ki ben de müslümanım, ama aynı zamanda bir bilim adamıyım, din bir dogmadır ve sorgusuz kuralları emirleri kabul edilir. ben bir müslüman da olsam deizme kapı aralamazsam, yani ya bu kitapta yazılanları gerçekten inandığım tanrı göndermediyse diye bir açık kapı bırakmazsam ömrü hayatıma yazık ederim, ben bilmediğim görmediğim kanıtlayamadığım bir şeye ve emirlerine %100 inanamam diyor. bunu zaten hiçbir bilim adamı yapmaz, yapamaz, yapmamalıdır. yoksa insanoğlu, teknoloji, sanat, medeniyet ilerleyemezdi zaten. devrimciler, sanatçılar, bilim adamları, dahiler, siz bu insanları gökten geldiğine inanılan kitaplarla sınırlayamazsınız. evet kuranı kerim müslümanlar için, incil hıristiyanlar için, tevrat yahudiler için gökten geldiğine inanılan, doğruluğu konusunda elimizde kanıt olmayan cennet cehennem gibi ödül ve cezalar vaadeden, görmediğimiz, varlığını asla ve kata kanıtlayamayacağımız cin ve melek gibi varlıklardan bahseden kitaplardır. adı üstünde kimse dini için, "ben biliyorum" ifadesini kullanmaz. "ben inanıyorum" der. inanmak. inanmak kelimesinin dünyadaki her sözlükte karşılığı, bilmediğin birşeyin öyle olduğunu varsaymaktır. biz müslümanlar da allahın bir olduğuna ve hz muhammedin onun elçisi olduğuna "inanırız". hiç bir imam, alim, şeyh, şıh vesaire şimdiye kadar; "inanmak da neymiş? ben inanmıyorum, zaten öyledir, doğrudur, bu böyledir" dini atıyorum tıp bilimi ise, yaşar nuri öztürk doktordur beyler. yaşar nuri öztürk bir deist dahi olsa bu islam alimi ve ilahiyatçı olduğu gerçeğini değiştirmez. islamı bilmek için, islam alimi olmak için müslüman olmamız gerekmediği gerçeğini kabullenmemiz lazım. dünyadaki en başarılı türkologların türk olmadığı gerçeği adamlarından, çağın ötesindeki dehalardan, sanatçılardan, felsefecilerden, bu dünyayı her zaman bir adım ileriye götürecek insanlardan dine ve dogmalarına %100, hiç şüphesiz inanmalarını beklemeyin. inananlar da seçimlerinde özgürdürler, demem o ki;herkesin hayatına kimse karışamaz tembel müslüman yandaş,yalaka ve söylemlerini çekemeyen,doğruların işine gelmediği,gürühün çıkarttığı yalan söylemlerdir,yaşar nuri öztürk samimi bir müslüman dır,ama dinin doğrularını allah ın gerçek sözlerini orataya koyduğu için ,kendilerine özgü olmayan dini yaratanlar tarafından hakkında karalama kampanyası başlatılmıştır. haber doğruysa kendisine aramıza hoş geldin diyorum. ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri takip etmek için giriş yapmalısın. Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır. Fe-innemâ hiye zecratun vâhidetunHalbuki o, bir tek haykırış. Oysa çok uzak ve imkânsız gördükleri bu kıyamet, yalnızca tek bir haykırıştan buyurur “Öldükten sonra dirilme olayı tek bir haykırış, sûra üfürülüşten ibarettir.”Fakat insanların diriltilmeleri için, o bir tek komut o sadece bir tek haykırıştan bu, yalnızca tek bir haykırıştır.Ey kâfirler, bunu zor ve uzak bir iş görmeyin, muhakkak ki Sûra son üfürülüş, tek bir sayhadan onların dönüşü, tek bir ses emir ile Bu dönüş sadece bir seslenmeye bakar. Birden bire kendilerini mahşerde onlara bir tek haykırma yeterHâlbuki o diriliş, sadece bir haykırıştan Sur'un üfürülmesinden Sadâ işidilecek, hepsi dirilüb bir tek çığlık o, bir haykırıştan sûr’un üfürülmesinden dönüş, sadece bir seslenmeye bir tek dürtüşten o bir tek o zorlu bir kumandadırOysaki o, tek bir haykırıştır!Fakat o, ancak bir tek o dönüş, ancak tek bir haykırıştan Sûr'a ikinci üfürüşten O diriliş işareti tek bir onlara bir tek haykırış bir tek haykırma [⁶] yetecek.[6] Kıyametin birinci ancak bir tek çığlıktır [zecretun].Oysa o kıyamet, yalnızca tek bir sizi yeniden diriltmek Allah için o kadar kolaydır ki, bu yalnızca bir tek komuttan, haykırıştan o, tek bir o bir haykırıştan ibarettir. Oysa bu dönüş, tek bir sese bakar.13,14. Oysa o, korkunç bir çığlıktan ibarettir ve o anda onlar, kabirlerinden meydana çıkıverirler.[Ama] o zaman, [Son Saat], bir tek çığlık [gibi ansızın onların üzerine] kopacak,Onlara sadece bir çığlık yeter. 36/51...53, 37/19...21Sözün özü o kalk emri, sert ve kesin bir komuttan şüphe yok ki o, bir tek 14. Fakat olay zor değil, bir tek emirden ibarettir. Bir anda mahşerde toplanıverirler! [17, 52; 54, 50; 16, 77]O olay zor değil bir tek haykırışa bakmakta o, bir tek emre[*] bakar.[*] Bir kez daha topraktan yaratılan insanlara verilen kalkma emridir. Bu emir, sura üflenerek duyurulur. Allah Teâlâ şöyle buyurur "Sura üflenmiştir... Devamı..O, ancak tek bir o, sert bir komut sesinden degül ol ikinci ürmek, çağırmakdur bir dirilmek degüldür, illā bir kez emr olmaḳ.Ey kafirlər! Bu, Allah üçün çətin deyildir. Doğrudan da, o surun axırıncı dəfə çalınması ancaq tək bir dəhşətli səsdir nə’rədir!Surely it will need but one shout,But verily, it will be but a single Compelling Cry,59255925 Judgement will be inaugurated with a single compelling Cry. Cf. 3719. See also 3629 and 49, where the single mighty Blast seems to refer to the... Devamı.. Cehennem unsuru olarak teknoloji27 Şubat 2009 Kur’an’daki sınâat’ kökünden kelimeler her türlü hüner ve sanat anlamında kullanıldığı gibi, endüstri-teknoloji anlamında da kullanılır. Sınâat sözcüğü bugünkü Arapça’da da aynı anlamda kullanılmaktadır. Bu kullanımlar için bk. Hans Wehr, A Dictionary of Modern Written Arabic, sınâat mad.Sınâatın teknolojinin hâkim özelliği, doğanın dengelerini bozması, doğayı yaşanmaz hale getirmesidir. Dünyaya tapmanın, azmanın, şiddet, zorbalık ve işkencenin temsilcileri olan kişi, toplum ve medeniyetler sınâata dayanan bir şımarıklık illeti içinde insan hayatının mutluluk paydasını düşürmekte, doğal hayatı bozarak insanın bunalım ve karmaşaya düşmesine yol açmaktadır. Çare, teknolojinin yok edilmesi değil, rant ve egemenlik aracı olmaktan çıkarılmasıdır. Bunun ölçüsü ise teknolojinin doğayı ve uzayı kirletmeyen bir yapıda ve kıvamda tutulmasıdır. Kısacası, teknolojinin arkasından insanın başkaları üzerindeki egemenlik hırsının ve rant doymazlığını çıkarmak gerekmektedir. İğretiye, zulme, acımasızlığa öncelik tanıyıp Allah'a ters düşenlerin sığındıkları teknoloji insanı yıkan yanı, aldanışa sürüklemesidir. Allah ve insanın üstünde bir kudret olarak düşünülen teknoloji, sonunda sahiplerini korkunç bir hüsranla yüz yüze bırakmaktadır. 11/14-16; 18/103-105 Muhammed ümmeti döneminde teknolojiyle azıp zulme ve kavgaya meydan verme, Ehlikitap zümresi tarafından, özellikle Hıristiyanlar tarafından sergilenecektir. Ehlikitap'ın saptırıcı sözleri, haksız ve zalim yollarla elde ettikleri nimetleri yemeleri ve teknolojiyle azıp şımarmaları büyük ölçüde, din temsilcilerinin görevlerini yapmamalarından, çıkarlarını, ceplerini düşünmelerinden kaynaklanmıştır. Mâide, 59-64. Ayrıca bk. Tevbe, 34-35Üzerinde olduğumuz bu noktaya değinen ayetler, teknolojiyle gelen denge bozukluğu ve tahribi, teknolojik üretimi temsil ettikleri için Hıristiyanlara mal ederken, tahribi simgeleyen harpleri alevlendirme’ işini Yahudilerin eseri olarak gösteriyor. Mâide, 69TOKMAK GİBİ İNEN MUSİBETYazının Devamını Oku Cehennem veya tahrip edilmiş doğa26 Şubat 2009 Bitki örtüsünden tamamen yoksun bırakılıp kavruk bir toprağa dönüştürülen yeryüzü, kutsal metinlerdeki cehennemin ta kendisidir. Yani kutsal metinlerin tanıttığı cehennemin bir anlamı da, tahrip edilip yaşanamaz hale getirilmiş yerküre veya doğadır. Zaten cennet de yeşillikler, sularla dolu toprak parçası demektir. İşte o cennete layık olmasını bilmeyen insanoğlu, bu son tasvirdeki cehenneme ilginçtir ki, kıyametten söz eden bir ayet, bu müthiş olayı yeryüzünün bir başka yeryüzüne dönüştürülmesi’ olarak tanıtmaktadır. İbrahim, 48 Ardından gelen ayetlerde ise cehennemi hak edenlerin karşılaşacakları âkıbet hesabı görüldükten ve iyilerle kötüler ayrıldıktan sonra neler olacağını gösteren ayetler de ibret vericidir. Bu ayetlere göre, iyiler cennete sevk edilecek ve şu duayı yapacaklarYazının Devamını Oku Kıyamet alâmeti olarak Dabbetül Arz25 Şubat 2009 Kur’an, bir kıyamet alâmeti olarak Dabbetül Arz’ın çıkışı üzerinde de durmaktadır. Neml suresi 80-85. ayetler insanoğlunun, kötülükleri yüzünden uğrayacağı sonu kıyameti anlatırken, bu sonun geldiğini gösteren belirtilerden biri olarak yeryüzünden bir dabbenin çıkacağına dikkat çekmektedir. 82. ayet şöyle diyor “O söz, tepelerine indiğinde, yerden onlar için bir dabbe çıkarırız da o onlara, insanların bizim ayetlerimize gereğince inanmadıklarını söyler.”İnsanlığın sonunun geldiğine, azap ve hesap döneminin başladığına işaret sayılan ve insanlığı Allah’ın ve evrenin yasalarına aykırı davranmakla itham edip uyaran bu dabbe nedir?Dabbe kelimesinin sözlük anlamı debelenen şey demektir. Kur’an bunu her türlü canlı için kullanır. Daha çok hayvanlar için kullanılır. Elmalılı’nın deyişiyle, “Hayvan lafzıyla eşanlamlı gibidir.” Nûr 45. ayete göre, sürüngen, dört veya iki ayaklı tüm hayvanlar dabbedir. Ancak Kur’an’ın bu sözcüğü kullandığı ayetlere baktığımızda Örneğin, Hûd, 6; Nahl, 49, 61 dabbenin insanı da kapsayacak bir biçimde kullanıldığını görüyoruz. Elmalılı bu noktaya değinirken haklı olarak, “Hayvan gibi, insan için de kullanılır” Devamını Oku Kıyamet alâmetleri 124 Şubat 2009 Kıyametin yaklaşık vaktini tahminde Kur'an'ın bize verdiği ipuçları nelerdir? Burada yapabileceğimiz, insanın toparlanma vaktinin geldiğini gösteren bazı Kur'ansal işaretlere dikkat çekmek olacaktır. Şu temel göstergelerden söz edeceğiz1. Peygamberliğin Sona Erişi Peygamberlik Hz. Muhammed'le sona erdirilmiştir. Hz. Muhammed'in sıfatlarından biri de 'Âhir Zaman Peygamberi' demek âhir zaman?Âhir zaman, insana verdiği kredilerin sona erdirildiği zaman dilimidir. Peygamberler eliyle insana ulaştırılan mesajların sona erdirilmesinin anlamı da dönemi bitirilmişse bunun zorunlu sonucu, hesap döneminin başlamasıdır. 2. Hesap Döneminin Yaklaştığının Bildirilmiş Olması Kur'an, insanlığın kredi alma döneminin bitip hesap döneminin başladığını açık ve net biçimde ifade etmektedir. Yazının Devamını Oku Yerkürenin kıyameti23 Şubat 2009 Kur’an’ın yerkürenin kıyametine ilişkin beyanları dikkatle incelendiğinde bu sembolik ifadelerin, küresel âfetlerle mahvolup yaşanamaz hale gelmiş bir yeryüzüne dikkat çekmek istediği anlaşılır. Bu noktada, küresel âfetlerin yeryüzünü yaşanılmaz bir mekâna çevirmesi meselesinde bilimin verileriyle Kur’an’ın verilerinin örtüştüğünü dikkatlere sunalım. ZEHİRLİ GAZLAR MESELESİ Zehirli gazların atmosferi kuşatması ve yaşamı zorlaştırması Kur’an açısından bir kıyamet alâmetidir. Dühan Suresi 10-12. ayetlerde “Artık sen, o göğün açıkça izlenen bir duman getireceği günü gözle! İnsanları kuşatıp sarar. İnletici bir azaptır bu! Ey rabbimiz! Kaldır bizden bu azabı. Biz gerçekten müminleriz.” Kur’an’ın bu beyanına, günümüz bilim çevrelerinin ekledikleri şunlardır Zehirli gazların atmosferi tahribi sonucu kirlenen hava yüzünden doğal kaynaklar tahrip olacak, yaşam alabildiğine zorlaşacak. Hepimiz bilmekteyiz ki, havanın zehirlenmesi ozonu delmiş ve bu delik, Stephen Hawking’in deyimiyle Amerika kıtasının üç katı bir büyüklüğe ulaşmıştır. Bu delik yüzünden dünya korkunç bir radyasyon ve ultraviyole yağmurunun tehdidi Devamını Oku Kıyamet kavramının boyutları20 Şubat 2009 Kıyamet kelimesi Kur'an'da 70 yerde geçmektedir. Deyi­min kökü olan kıyamdan türemiş kelimelerin sayısı ise 200 civarındadır. Kıyamet, içinde yaşadığımız dünyanın ve onun bünyesin­de yer aldığı evrenin parçalanıp dağılması ve bütün şuurlu varlıkların hesap vermek üzere Yaratıcı'nın huzurunda, ma­hiyetini bilemeyeceğimiz bir biçimde kıyam etmesi olarak bilinir. O gün Allah bütün tartışmaları sonuçlandıracak, çelişmeleri bitire­cek ve hayat serüveninden herkesi hesaba çekerek iyilikle kötülüğün karşılıklarını verecektir. Örnek olarak bk. Baka­ra, 113; Âli İmran, 185; Nisa, 87; Enbiya, 47; Hac, 9 Kur'an bugüne din günü demekte ve onun tek yargıcının Allah ol­duğunu belirtmektedir. Fâtiha, 3 Buraya kadar anlattıklarımız, kıyametin akla ilk gelen anlamlarıdır. Bu anlamdaki kıyamete büyük kıyamet’ diyebiliriz. Kur'an incelendiğinde görülür ki, bu büyük ve genel kıyametten başka sayısız küçük kıyametler sahnesinde her an milyonlar ve milyonlarca kıya­met yaşanmaktadır. Evrende bir hiç denecek ka­dar küçük bir yer tutan insan vücudunda da, her an bin­lerce kıyamet yaşanmaktadır. Kur’an’a göre, her varlık bir âlemdir ve her âlem birçok kıyamete sahnedir. TOPLUMLARIN KIYAMETİYazının Devamını Oku Varlığın yapısal parçaları olarak hayvanlar19 Şubat 2009 Ünlü bir Kızılderili atasözü şöyle demektedir “Son ağaç kesildiğinde, son nehir kirletildiğinde, son balık tutulduğunda beyaz adam, paranın yenmeyeceğini anlayacak.”Beyaz adam ve onun geliştirdiği doğa düşmanı kapitalizm bu gerçeği bir gün elbette ama o gün iş işten geçmiş mülkü olan doğa yahut yerküre emanetinin ayrılmaz, yadırganamaz ve olmazsa olmaz sakinleri hayvanlardır. Kur’an-ı Kerim bu yerküre sakinlerinin bir kısmının adını, birçoğunun da varlığını bildirmekte, doğayı onlarla paylaşmamızın hem emanete saygı hem de mutluluğa katkı olacağına vurgu yerküre sakini ortaklarımız, aynen bizim topluluklarımız gibi birer ümmet’ olarak hayvanlar’ anlamına gelen suredeki şu tanrısal beyana bakın“Yeryüzünde debelenen hiçbir canlı, iki kanadıyla uçan hiçbir kuş istisna olmamak üzere hepsi sizin gibi ümmetlerdir. Biz bu kitapta, herhangi bir şeyi gereğinden fazla yapmadık/ gereğinden eksik bırakmadık. Onlar, sonunda, Rableri önünde haşredilirler.” En’am, 38 Yazının Devamını Oku Varlık insana emanettir18 Şubat 2009 İnsanın üstün varlık oluşu, varlığın insana emanet edilişinin ifadesidir; varlığın insanın egoizmine, sadizmine terk edilmesinin ifadesi değildir. Varlığı insana emanet eden Yaratıcı kudret, varlıktan vazgeçmiş değildir. İnsanın emanete hıyanetini, nankörlüğünü, varlık ve oluşun tahribine yönelik zalimliğini cezasız da bırakacak değildir. Allah mülkün sahibidir. Onu dilediğine verir. Ve mülkü, insanın emrine vermiştir. Ancak insan mülkün gerçek sahibi değil, emanetçisidir. Emanete hıyanet ettiğinde mülkün sahibine hesap vermek zorunda sözcüğü, Kur'an-ı Kerim'de tekil ve çoğul olarak 6 yerde geçmektedir. Bu kelimenin kökü olan emn iman da bu köktendir ruhun sükûnet bulması ve korkudan kurtulmak bir şeyi veya bir değeri gönül huzuru ve güvenle bir başkasına teslim etmek veya aynı şartlarla teslim almaktır. O halde, emanette teslim edenle teslim alanın karşılıklı güven ve rahatlıkları esastır. Ve bu da gösterir ki, emanet olgusu şuurlu ve kararlı iki benliğin varlığını gerektirir. Bu anlamda alındığında, emanet insan dışında hiçbir varlığın taşıyamayacağı bir Yazının Devamını Oku 1. Kaf. Şanı yüce, ilahî cömertlikle dolu Kur’an’a yemin olsun ki, Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 2. İş sanıldığı gibi değil! Kendilerine içlerinden bir uyarıcı geldi diye şaştılar da şöyle dediler o küfre batanlar "Acayip şey bu!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 3. Ölünce mi, biz toprak olunca mı? Çok uzak bir dönüştür bu." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 4. Toprağın onlardan neyi eksilttiğini pek iyi bilmişizdir biz. Her şeyi saklayıp koruyan bir Kitap var katımızda. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 5. Hayır, hayır! Onlar, hak kendilerine geldiğinde, onu yalanladılar. Şimdi perişan mı perişan bir durum içindedirler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 6. Bakmadılar mı üstlerindeki göğe ki nasıl kurduk onu, nasıl süsleyip nakışladık?! Yırtığı, çatlağı da yoktur onun. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 7. Yeryüzünü de biz uzatıp yaydık; denge noktaları yerleştirdik ona ve bitirdik onda, bakanları hayran bırakan her türlü çifti. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 8. İbretle bakılası, gönüller açıcı şeyler olarak; hakka yönelen her kula öğüt olarak. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 9. Gökten, kutlu ve bereketli bir su indirdik de onunla bahçeler yeşerttik, hasatlanacak daneler yetiştirdik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 10. Yüksek yüksek hurma ağaçları büyüttük. Birbirine girmiş kümeler halinde tomurcukları vardır onların. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 11. Kullara rızık olsun diye. Ve o suyla ölü bir beldeye hayat verdik. İşte böyledir topraktan fışkırış. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 12. Onlardan önce Nûh kavmi, Ress halkı, Semûd kavmi yalanlamıştı. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 13. Âd, Firavun ve Lût’un halkı da... Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 14. Eykeliler, Tübba’ kavmi de. Hepsi resulleri yalanladı da duyurulan azap hak oldu. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 15. İlk yarıştan âciz kalıp yorulmuş muyduk? Hayır, yeni bir yaratıştan kuşku içinde olan onlardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 16. Yemin olsun ki, insanı biz yarattık. Nefsinin ona neler fısıldadığını da biz biliriz. Biz ona, şah damarından daha yakınız. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 17. Sağında ve solunda oturmuş iki görevli, kayıt yapmaktadır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 18. Bir söz sarfetmeye dursun, yanındaki gözcü hemen zaptediverir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 19. Ölüm sarhoşluğu hak olarak geldi. İşte bu, senin kaçıp durduğun şeydir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 20. Ve sûra üflendi. İşte bu, geleceği vaat edilen gündür. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 21. Her benlik, yanında bir güdücü, bir de tanık olduğu halde gelir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 22. Yemin olsun, sen bundan gaflet içindeydin. Ama perdeni üstünden kaldırıverdik. Bugün gözün keskin mi keskin. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 23. Yoldaşı şöyle der "İşte yanımdaki, hazır!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 24. Siz, ikiniz! Tüm nankörleri, inatçıları cehenneme atın! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 25. Durmadan hayrı engelleyeni, azgını, işkilciyi... Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 26. O ki, Allah’ın yanına başka bir ilah koydu. Artık atın onu, o şiddetli azabın içine! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 27. Yoldaşı dedi ki "Rabbimiz, onu ben azdırmadım. Onun kendisi, dönüşü olmayan bir sapıklık içindeydi." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 28. Allah buyurdu "Huzurumda çekişmeyin! Ben size uyarıyı çok önceden göndermiştim." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 29. "Benim huzurumda söz değiştirilmez ve ben kullara asla zulmetmem." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 30. O gün cehenneme "Doldun mu?" deriz. O ise "Daha yok mu?" der. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 31. Ve cennet, takva sahiplerine yaklaştırılmıştır; hiç uzak değildir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 32. İşte size vaat edilen budur. Allah’a sürekli yönelen, korunması gerekeni koruyan herkese... Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 33. Görmediği halde Rahman’dan ürperen ve Allah’a yönelik bir kalp getiren herkese... Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 34. Esenlikle girin oraya! Sonsuzlaşma günüdür bu. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 35. Orada onlar için istedikleri her şey var. Katımızda ise dahası da var. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 36. Onlardan önce nice nesilleri helâk ettik ki, vuruş ve tutuşları bunlardan daha zorluydu. Ülkelerde delikler açmışlardı/beldelerde kaçacak delik aradılar/beldeleri boydan boya dolaştılar. Var mı bir kaçacak yer? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 37. Hiç kuşkusuz, bunda, kalbi olan yahut tam bir tanık olarak kulak veren için mutlak bir öğüt vardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 38. Yemin olsun, biz gökleri, yeri ve bunlar arasındakileri altı günde yarattık. Ve bize hiçbir yorgunluk dokunmadı. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 39. Artık onların söylediklerine sabret ve Güneş’in doğuşundan önce de batışından önce de Rabbinin hamdiyle tespih et! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 40. Gecenin bir kısmında ve secdelerin arkalarından O’nu tespih et! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 41. Haykıranın çok yakın bir yerden sesleneceği günü dinle! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 42. O gün o müthiş sesi hak olarak dinleyecekler. Ortaya çıkış/diriliş günüdür bu. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 43. Biz, evet biz hayat veriyoruz, biz öldürüyoruz. Ve dönüş yalnız bizedir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 44. O gün, yer çatır çatır yarılıp onlardan çabucak uzaklaşır. Bu yalnız bizim için kolay olan bir haşretmedir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 45. Biz onların neler söylediklerini çok iyi biliyoruz. Sen onların üstüne bir zorba değilsin. O halde, benim tehdidimden korkanlara sadece Kur’an’la öğüt ver. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster

yaşar nuri öztürk öldükten sonra dirilme