KararDefteri Kayıt ve Arşivleme, hurda satışı vb. site gelirlerinin yönetimi; E-Posta ile daire sakinine cari hesap ekstresi gönderebilme, Oybirliği ile anlaşma sağlanamaması halinde yapılacak uygulamalara sahip oldukları hisseleri oranında paydaşların en az üçte iki çoğunluğu ile karar verilir. Bu karar anlaşma şartlarını ihtiva eden teklif ile birlikte karara katılmayanlara noter vasıtasıyla veya 7201 sayılı Kanuna göre tebliğ edilir ve bu tebliğde on TC. Yargıtay. Hukuk Genel Kurulu. Esas No: 2011/426. Karar No:2011/516. K. Tarihi: Özet: Satım sözleşmesinde malın teslim edildiği kişinin teslim almaya yetkili olması gerekir. Ancak, o kişi yetkili olmamasına rağmen değişik zamanlarda aynı veya değişik kişilerden mal teslim almış ise zımmen yetkili kılındığının 5 Pay defteri, 6. Yönetim kurulu karar defteri Limited şirketler 1. Yevmiye defteri, 2. Envanter defteri 3. Defteri kebir 4. Genelkurul toplantı ve müzakere defteri 5. Pay defteri 6. Müdürler kurulu defteri (ihtiyari md.11/4) Devlet, il özel idaresi, belediye ve köy ile diğer kamu tüzel kişileri tarafından kurulan Bunagöre noter kağıtları bedelleri aşağıdaki gibidir: Noter kağıdı ücreti: 25 TL. Beyanname ücreti: 25 TL. Pasaport: 225 TL. Protesto, vekaletname, re’sen senet ücreti: 50 TL’dir. İkamet izni: 160 TL. Kimlik kartı: 37,50 TL. Aile cüzdanları: 200 TL. Araç satış tescil devir işlem ücretleri toplamda 457 TL’dir. 4. Daire 2010/1235 E., 2010/3644 K. 2004 yılında ticari faaliyet kapsamında gayrimenkul satışı yaptığı halde elde ettiği geliri beyan etmeyen davacı adına düzenlenen inceleme raporu uyarınca gelir vergisi ile geçici vergi salınmış, vergi ziyaı cezası ile özel usulsüzlük cezası kesilmiştir. grrlPO. Kat Mülkiyeti Kanunu'nda yer alan maddeye göre; apartman toplantılarında alınan kararların yasal olarak bir deftere yazılması gerekir. Bu defter karar defteri olarak adlandırılır. Yılda bir kereden az olmamak koşulu ile apartman kurulu toplantıları düzenlenir. Bu toplantılarda alınan kararlar deftere işlenir. Anlaşmazlık çıkması durumunda sözle söylenmiş hiçbir durum kabul edilemez. KARAR DEFTERİNİN ÖZELLLİKLERİ Apartman karar defteri sıradan bir defter değildir. Karar defterinin bazı özellikleri bulunur. İşte o özellikler; - Karar defteri noter tasdikli olmalıdır. - Kat malikleri tarafından alınmış olan tüm kararlar sırasıyla karar defterine yazılmalıdır. - Deftere yazılan kararlar madde sırasına göre rakamla 1-2-3 şeklinde devam ettirilmelidir. - Her sayfa sıra numarasıyla devam ettirilmelidir. - Sıra numarası atlanarak sayfaya kesinlikle yazı yazılmamalıdır. Kat Mülkiyeti Kanunu’nun 32. Maddesinde karar defterine ilişkin ayrıntılar şu şekildedir; Kat malikleri kurulu kararları 1 den başlayıp sırayla giden sayfa numaraları taşıyan her sayfası noter mührüyle tasdikli bir deftere yazılarak, toplantıda bulunan bütün kat maliklerince imzalanır; karara aykırı oy verenler bu aykırılığın sebebini belirterek imza koyarlar. KARAR DEFTERİ NASIL TUTULUR? Noter tasdikli olan karar defterine öncelikle toplantıya katılan kat maliklerinin isimleri yazılır. Toplantıya katılmayan kat malikleri yerine vekiller katılabilir. Bu durumda vekilin ismi karar defterine yazılır. Ancak vekili gönderen kişinin yazılı belge de göndermesi gerekir. Belgede kat malikinin ismi ve yekili ismi ile imzaları olmalıdır. Toplantıda alınan kararlar öncelik sırasına göre deftere yazılır. Yazılan kararlar toplantıda bulunan kat malikleri tarafından imzalanır. Kararları ret eden kat malikleri sebeplerini belirterek karar defterine imza atmalıdır. Karar defterlerinin yıl bitiminden sonra bir aylık süreçte, notere mutlaka kapattırılması gerekir. Aksi takdirde cezai işlem uygulanmakta. Tutulan karar defterleri dönem içerisinde biterse, yeni bir defter ile kayıt tekrar tutulabilir. Karar defterinin kaybolması durumunda ise, yeni bir defter alınarak notere onaylatılır. Eski alınmış olan kararların yine aynısı gibi uygulanabilmesi için, noter tarafından tekrar onaylanması gerekiyor. DANIŞTAY VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU 2018/214 E. , 2019/655 K. “İçtihat Metni” D A N I Ş T A Y VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU Esas No 2018/214 Karar No 2019/655 KARARIN DÜZELTİLMESİNİ İSTEYEN DAVALI Konya Vergi Dairesi Başkanlığı-KONYA VEKİLİ KARŞI TARAF DAVACI VEKİLİ İSTEMİN KONUSU Davacı adına, 2007 takvim yılı yasal defter ve belgelerini incelemeye ibraz etmediğinden bahisle düzenlenen vergi inceleme raporuna istinaden katma değer vergisi indirimlerinin kabul edilmemesi suretiyle re’sen tarh edilen 2007/Ocak, Nisan, Mayıs, Ağustos ila Aralık dönemleri katma değer vergileri ve üç kat kesilen vergi ziyaı cezalarının kaldırılması istemiyle açılan davada herhangi bir mücbir sebebin varlığı ispat edilmeksizin defter ve belgelerini ibraz etmeyen ve indirim hakkını kanıtlayamayan davacı adına yapılan cezalı tarhiyatta hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddi yönünde verilen…Vergi Mahkemesinin,…tarih ve E…, K… sayılı ısrar kararına davacı tarafından yöneltilen temyiz isteminin kabulü ile kararın bozulmasına dair Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunun, 13/12/2017 tarih ve E2017/534, K2017/604 sayılı kararının düzeltilmesi istenilmektedir. KARAR DÜZELTME TALEP EDENİN İDDİALARI Davacı tarafından 2007 takvim yılı yasal defter ve belgeleri incelemeye ibraz edilmemiştir. Bu durumda Katma Değer Vergisi Kanununun 34. maddesinin birinci fıkrasında belirtilen belgelerin yasal defterlere kaydedilmiş olması şartı sağlanmadığından katma değer vergisi indirimlerinin reddi suretiyle yapılan cezalı tarhiyatta hukuka aykırılık bulunmamaktadır. Dolayısıyla karar düzeltme isteminin kabulü ile Kurul kararı kaldırıldıktan sonra ısrar kararına yöneltilen temyiz isteminin reddi gerektiği ileri sürülmektedir. KARŞI TARAFIN SAVUNMASI Cevap verilmemiştir . DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİNİN DÜŞÜNCESİ Defter ve belgelerin mücbir sebep dolayısıyla zayi olmadığı fakat incelemeye de ibraz edilmediği hallerde, var olan defter ve belgelerin davacı tarafından mahkemeye sunulabileceğinin ileri sürülmesi halinde bu defter ve belgeler davacıdan istenilip defterlerdeki kayıtlar incelenip bu kayıt ve belgeler hakkında davanın diğer tarafı olan vergi idaresinin görüşü ve saptamaları da alınarak yapılacak hukuki değerlendirmeye göre karar verilmesi gerekmektedir. Bu durumda, davacıya ait defterlerin zayi olmadığı uyuşmazlıkta davacı tarafından defter ve belgelerin mahkemeye sunulabileceği belirtildiğinden yukarıda belirtilen inceleme yapılmak üzere ısrar kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir. TÜRK MİLLETİ ADINA Karar veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca, karar düzeltme istemine ilişkin dilekçede ileri sürülen ididalar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 54. maddesinin c bendi hükmüne uygun bulunduğundan kararın düzeltilmesi isteminin kabulüyle Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunun, 13/12/2017 tarih ve E2017/534, K2017/604 sayılı kararının kaldırılmasına karar verildikten sonra temyiz istemi yeniden incelenerek işin gereği görüşüldü İNCELEME VE GEREKÇE MADDİ OLAY Vergi Denetim Kurulu … Küçük ve Orta Ölçekli Mükellefler Grup Başkanlığının… tarih ve … sayılı inceleme yazısı ile davacının 2007 takvim yılı hesap ve işlemlerinin sahte fatura kullanma yönünden incelenmesi istenilmiştir. Konu ile ilgili incelemenin yapılabilmesi amacıyla davacının defter ve belgelerinin istenmesine ilişkin … tarih ve … sayılı yazı 04/04/2012 tarihinde davacının iş yeri adresinde işçisine tebliğ edilmiştir. Defter ve belgelerin incelemeye ibrazı için tanınan onbeş günlük süre geçmesine rağmen davacı tarafından defter ve belgeler ibraz edilmemiş ve idarece 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 30. maddesinin ikinci fıkrasının üçüncü bendi uyarınca dava konusu cezalı tarhiyatlar yapılmıştır. Davacı tarafından, defter ve belgelerin başka bir uyuşmazlık ile ilgili olarak … Sulh Hukuk Mahkemesinin E… sayılı dosyasına ibraz edildiği, bu nedenle inceleme elemanına sunulamadığı ifade edilmiştir. Vergi Mahkemesince verilen ara kararı ile Sulh Hukuk Mahkemesinden bahsi geçen davaya ilişkin bilgi ve belgeler istenilmiştir. Söz konusu belgelerin incelenmesinden, davacının 2007 yılına ait yevmiye defteri ile defter-i kebirinin 15/04/2011 tarihinde davalı konumunda bulunduğu borca itirazın iptaline ilişkin bir dava nedeniyle … Sulh Hukuk Mahkemesine sunulduğu, 15/12/2011 tarihinde davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği, defter ve belge ibraz yazısının kendisine tebliğ edildiği 04/04/2012 tarihinden yaklaşık dört ay sonra defter ve belgelerin anılan Mahkeme tarafından 27/08/2012 tarihli tutanakla davacının vekiline teslim edildiği anlaşılmaktadır. HUKUKİ DEĞERLENDİRME Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulunun, 08/02/2019 tarih ve E2013/3, K2019/1 sayılı kararıyla; davacılar tarafından mücbir sebebin varlığı nedeniyle defter ve belgelerin incelemeye ibraz edilmemesinin re’sen tarh nedeni olduğu ancak, mükelleflerden ibraz ödevini yerine getirmelerinin beklenemeyeceği ve indirim konusu yapılan vergilerin, alış belgelerinde ayrıca gösterilmiş olmasını ispatlama yükümlüğünün de bulunmadığı, mücbir sebep olmaksızın inceleme elemanına ibraz edilmeyen yasal defterler ve belgelerin mahkemeye sunulabileceğinin ileri sürülmesi halinde ise bu defter ve belgeler davacıdan istenilip defterlerdeki kayıtlar incelenip bu kayıt ve belgeler hakkında davanın diğer tarafı olan vergi idaresinin görüşü ve saptamaları da alınarak yapılacak hukuki değerlendirmeye göre karar verilmesi gerektiği sonucuna ulaşıldığından, aykırı içtihatların bu doğrultuda birleştirilmesine karar verilmiştir. Mücbir sebebin varlığı nedeniyle defter ve belgelerin incelemeye ibraz edilememesi hususundaki aykırı içtihatların yukarıda belirtilen doğrultuda birleştirilmesine konu uyuşmazlıktaki somut olayda, defter ve belgelerin mücbir sebep dolayısıyla zayi olması durumu söz konusudur. Bu anlamda, defter ve belgelerin mücbir sebep dolayısıyla incelemeye ibraz edilememesi durumu ile defter ve belgelerin mücbir sebep dolayısıyla zayi olması nedeniyle incelemeye ibraz edilememesi durumuna bağlanan hukuki sonuçlar da farklılaşacaktır. Diğer bir ifadeyle, defter ve belgelerin mücbir sebep dolayısıyla zayi olmadığı fakat incelemeye de ibraz edilmediği hallerde, var olan defter ve belgelerin davacı tarafından mahkemeye sunulabileceğinin ileri sürülmesi halinde bu defter ve belgeler davacıdan istenilip defterlerdeki kayıtlar incelenip bu kayıt ve belgeler hakkında davanın diğer tarafı olan vergi idaresinin görüşü ve saptamaları da alınarak yapılacak hukuki değerlendirmeye göre karar verilmesi gerekmektedir. Bu durumda, davacıya ait defterlerin zayi olmadığı uyuşmazlıkta davacı tarafından defter ve belgelerin mahkemeye sunulabileceği belirtildiğinden yukarıda belirtilen inceleme yapılmak üzere ısrar kararının bozulması gerekmektedir. KARAR SONUCU Açıklanan nedenlerle; 1- Davacının temyiz isteminin KABULÜNE, 2-…Vergi Mahkemesinin,…tarih ve E…, K… sayılı ısrar kararının BOZULMASINA, 3- Yeniden verilecek kararda karşılanacağından yargılama giderleri hakkında hüküm kurulmasına gerek bulunmadığına, 18/09/2019 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi. X – KARŞI OY Düzeltilmesi istenen Kurul kararının X işaretli “Karşı oy”unda yer alan hukuksal nedenler ve gerekçe uyarınca karar düzeltme isteminin kabulü ile Kurul kararının kaldırılmasından sonra temyiz isteminin reddi gerektiği oyu ile karara katılmıyorum. XX – KARŞI OY Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulunun, 08/02/2019 tarih ve E2013/3, K2019/1 sayılı kararıyla; davacılar tarafından mücbir sebebin varlığı nedeniyle defter ve belgelerin incelemeye ibraz edilmemesinin re’sen tarh nedeni olduğu ancak, mükelleflerden ibraz ödevini yerine getirmelerinin beklenemeyeceği ve indirim konusu yapılan vergilerin, alış belgelerinde ayrıca gösterilmiş olmasını ispatlama yükümlüğünün de bulunmadığı sonucuna ulaşıldığından, aykırı içtihatların bu doğrultuda birleştirilmesine karar verilmiştir. Davacının 2007 yılına ait yevmiye defteri ile defter-i kebirinin 15/04/2011 tarihinde davalı konumunda bulunduğu borca itirazın iptaline ilişkin bir dava nedeniyle … Sulh Hukuk Mahkemesine sunulduğu, defter ve belge ibraz yazısının kendisine tebliğ edildiği 04/04/2012 tarihinden yaklaşık dört ay sonra defter ve belgelerin anılan Mahkeme tarafından 27/08/2012 tarihli tutanakla kendisine teslim edildiğinin anlaşılması karşısında, defter ve belgelerin incelemeye ibraz edilememesinin haklı bir sebebe dayandığının kabulü gerektiğinden dava konusu cezalı tarhiyatta hukuka uygunluk bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle, davalı idarenin karar düzeltme isteminin kabulü ile ısrar kararının bu gerekçeyle bozulması gerektiği oyuyla karara katılmıyoruz. XXX – KARŞI OY Kararın düzeltilmesi istemini içeren dilekçede öne sürülen hususlar, kararın düzeltilmesini sağlayacak nitelikte bulunmadığından istemin reddi gerektiği oyu ile karara katılmıyorum. Danıştay Kararı 26 Kasım 2011 Tarihli Resmi Gazete Sayı 28124 Danıştay Üçüncü Daire Başkanlığından Esas No 2011/1610 Karar No 2011/5355 Kanun Yararına Temyiz Eden Danıştay Başsavcısı Davacı …………… Petrol Madeni Yağlar Otomotiv Tekstil Turizm İnşaat Nakliye İmalat Taahhüt Pazarlama İthalat İhracat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi Vekili Av. Hülya …………. – Reşatbey Mah. -Seyhan-ADANA Karşı Taraf Vergi Dairesi Başkanlığı-ADANA İstemin Özeti Davacı şirketin 2008 yılına ait envanter defteri ve defteri kebiri incelemeye ibraz etmemesi nedeniyle 213 sayılı Vergi Usul Kanununun Mükerrer 355’inci maddesi uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezasını; yasal defterlerin incelemeye ibraz edilmemesi nedeniyle özel usulsüzlük cezası kesilebilmesi, usulüne uygun olarak tasdik ettirilip tutulan defterlerin varlığı halinde mümkün olup, 2008 yılı nda envanter defteri ve defteri kebir tuttuğuna dair hakkında bir tespit bulunmayan davacı şirket adına defter tutmama eylemi için birinci derece usulsüzlük cezası kesilmesi gerekirken, özel usulsüzlük cezası kesilmesinde yasaya uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle kaldıran Adana 2. Vergi Mahkemesinin gün ve E2009/1190, K2010/56 sayılı kararına karşı davalı idare tarafından yapılan itirazı kısmen kabul ederek, muhafaza süresi içinde olmak üzere inceleme elemanınca yapılan tebligata rağmen yasal defter ve belgelerin mazeretsiz olarak ibraz edilmemesi halinde özel usulsüzlük cezası kesilebileceği, vergi mahkemesinin ibraz edilmeyen defterlerin hiç tutulmamış olması halinde usulsüzlük cezası kesilmesi gerektiği yolundaki yargısı, defterlerini tutan mükelleflerin aynı eylem nedeniyle daha ağır ceza ile karşı karşıya kalmasına yol açacağından, hakkaniyete uygun düşmediği, bu durumda ibraz yükümlülüğünün yerine getirilmemesi halinde özel usulsüzlük cezası kesileceğinin duyurulduğu yazılı bildirime karşın verilen sürede ilgili defterlerini incelemeye ibraz etmeyen davacı adına özel usulsüzlük cezası kesilmesinde yasaya aykırılık bulunmadığı ancak, cezanın 5904 sayılı Yasa ile belirlenen TL ceza miktarını aşan kısmın kaldırılmasını n hukuka uygun düşeceği gerekçesiyle cezanın TL’ ya isabet eden kısmını kaldıran, bu miktarı aşan kısmı yönünden itirazı reddeden Adana Bölge İdare Mahkemesinin gün ve E2010/1667, K2010/1941 sayılı kararının; 213 sayılı Vergi Usul Kanununun “Defter Tutma” başlıklı İkinci Kısmında yer alan 171’inci maddesinde mükelleflerin, bu Kanuna göre tutacakları defterleri, vergi uygulaması bakımından, maddede sayılan maksatları sağlayacak şekilde tutacaklarının hükme bağlandığı, aynı Kanunun 253’üncü maddesi ile de tutulan defterlerin muhafaza edilmesi mecburiyeti getirildiği, 213 sayılı Kanunun 86, 148, 149, 150, 256 ve 257 nci maddelerinde yer alan zorunluluklar ile mükerrer 257 nci madde uyarınca getirilen zorunluluklara uymayan 1’inci sınıf tüccarlar hakkında maddede belirtilen tutarda özel usulsüzlük cezası kesileceğinin belirtildiği, atıf yapılan 256’ncı maddede de, mükelleflerin, muhafaza etmek zorunda oldukları her türlü defter, belge ve sayılan diğer kayıtların muhafaza süresi içerisinde yetkili makam ve memurların talebi üzerine ibraz etme zorunluluğunun getirildiği, dava konusu olayda, davacı şirketin 2008 yılı defter ve belgelerinin incelenmek üzere istenmesine rağmen envanter ve defter-i kebirin ibraz edilmemesi üzerine özel usulsüzlük cezası kesildiği, ancak defter ve belge ibraz etmeme nedeniyle özel usulsüzlük cezasına dayanak oluşturan ibraz zorunluluğunun yerine getirilmesi için defter tutma ve muhafaza etme koşullarının gerçekleşmiş olması yani, “defter ve belge ibraz etmeme” fiilinin gerçekleşmesi için öncelikle, defter tutma ve bu defterleri muhafaza etme halinin gerçekleşmesi gerektiği, nitekim Vergi Usul Kanununun 359’uncu maddesinin a fıkrasının son paragrafında; “varlığı noter tasdik kayıtları veya sair suretlerle sabit olduğu halde, inceleme sırasında vergi incelemesine yetkili kimselere defter ve belgelerin ibraz edilmemesi, bu fıkra hükmünün uygulanmasında gizleme olarak kabul edilir” denilmek suretiyle usulüne uygun olarak tutulan ve defter ve belgelerin ibraz edilmeme halinin kaçakçılık suçunu oluşturduğu kabul edilmiş olmakla, defter ve belgelerin hiç tutulmaması halinin 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 352’nci maddesi uyarınca I’inci derece usulsüzlük cezasını gerektirmesi karşısında; hiç tutulmayan defterlerin ibraz edilmemesi nedeniyle özel usulsüzlük cezası kesilmesinde mevzuata uygunluk görülmediği ileri sürülerek Danıştay Başsavcısı tarafından kanun yararına bozulması istenmiştir. TÜRK MİLLETİ ADINA Hüküm veren Danıştay Üçüncü Dairesince Danıştay Başsavcısı tarafından kanun yararına temyiz edilen Adana Bölge İdare Mahkemesinin gün ve E2010/1667, K2010/1941 sayılı kararı incelendikten ve Tetkik Hakimi Pelin Akça’nın açıklamaları dinlendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 172’nci maddesinde, bu Kanun esaslarına göre defter tutmaya mecbur olan gerçek ve tüzel kişiler; 182’nci maddesinde de bilanço esasında tutulması gereken defterler sayılmış, bu Kanuna göre tutulması mecburi olan defterlerden herhangi birinin tutulmamış olmasının, usulsüzlük fiili olduğu ve birinci derece usulsüzlük cezası kesilmesini gerektirdiği Yasanın 351’inci maddesinde hükme bağlanmıştır. 213 sayılı Yasanın 253’üncü maddesinde, bu Kanuna göre defter tutmak mecburiyetinde olanların, tuttukları defterleri ilgili bulundukları yılı takibeden takvim yılı başından itibaren beş yıl süre ile muhafaza etmeye mecbur oldukları, aynı Kanunun 256’ncı maddesinde de, mükelleflerin muhafaza etmek zorunda oldukları her türlü defter, belge ve sayılan diğer kayıtların muhafaza süresi içinde yetkili makam ve memurların talebi üzerine ibraz ve incelemeye sunmak zorunda bulundukları kurala bağlanmış, Yasanın Mükerrer 355’inci maddesinde, 256’ncı maddede yer alan zorunluluklara uymayanlara özel usulsüzlük cezası kesilmesi öngörülmüştür. Defterlerin ibraz yükümlülüğünün yerine getirilebilmesi, defter tutma ve muhafaza etme koşullarının varlığına bağlı olup, bu koşullar bulunmadıkça özel usulsüzlük cezası kesilmesini gerektiren ibraz etmeme eyleminin işlenip tamamlanmasından söz edilemez. Nitekim yasa koyucu defterlerin hiç tutulmaması eyleminin yaptırımını 213 sayılı Yasanın 351’inci maddesinde ayrıca düzenlemiştir. Davalı idarenin günlü yazısıyla 2008 yılına ilişkin defter ve belgelerinin ibrazının istenmesi üzerine, noter tarafından tasdikli yevmiye defteri ile alış ve satış faturalarını incelemeye sunan davacının envanter defteri ve defteri kebiri ibraz etmemesi nedeniyle 213 sayılı Yasanın Mükerrer 355’inci maddesi uyarınca özel usulsüzlük cezası kesilmiştir. Bilanço esasında tutulması zorunlu olan ve tasdikine ilişkin tarh dosyasında bilgi bulunmayan bu defterlerin tutulmadığı taraflar arasında tartışmasız olup, tutulmayan envanter defterinin ve defteri kebirin ibraz yükümlülüğünü yerine getiremeyeceği açık olan davacının işlediği fiilin 213 sayılı Yasanın 352’nci maddesi uyarınca birinci derece usulsüzlük cezası kesilmesini gerektirmesi karşısında, söz konusu defterlerin ibraz edilmediğinden bahisle kesilen özel usulsüzlük cezasında yasaya uygunluk görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle Danıştay Başsavcısının temyiz isteminin kabulü ile Adana Bölge İdare Mahkemesinin gün ve E2010/1667, K2010/1941 sayılı kararının, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 51’inci maddesi uyarınca kanun yararına ve hükmün hukuki sonuçlarına etkili olmamak üzere bozulmasına, kararın bir örneğinin Maliye Bakanlığı ile Danıştay Başsavcılığına gönderilmesine ve Resmî Gazete’de yayımlanmasına, gününde oybirliğiyle karar verildi. tarihinde iş bitimi alınmış inşaatında satılmayan ve yine bu tarihte de aktife kayıt edilmiş ve 152-Mamüller hesabında tanesi TL den toplamda 2 adet dairesi bulunuyor. Mükellef dairenin birini tarihinde ye diğerini ise tarihinde 400,000,00 TL’ye Tapu devri yaparak satmış. Şimdi biz satılan mamuller maliyetinin hesaplanmasını defterdeki kayıtlı değerlerini dikkate alarak mı alacağız? Yoksa aktifteki değerler üzerinden yeniden değerlemeye tabi tutarak ortaya çıkacak artırılmış yeni değer üzerinden mi yapacağız.? Aktif de kayıtlı değer dikkate alınır. Yeniden değerleme yapılması için 252 hesap da yer alması gerekir. VERGİ USUL KANUNU Geçici Madde 31 Tam mükellefiyete tabi ve bilanço esasına göre defter tutan gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri finans ve bankacılık sektöründe faaliyet gösterenler, sigorta ve reasürans şirketleri, emeklilik şirketleri ve emeklilik yatırım fonları, münhasıran sürekli olarak işlenmiş altın, gümüş alım-satımı ve imali ile iştigal eden mükellefler ile bu Kanunun 215 inci maddesi uyarınca kendilerine kayıtlarını Türk para birimi dışında başka bir para birimiyle tutmalarına izin verilenler hariç bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla aktiflerine kayıtlı bulunan taşınmazlarını sat-kirala-geri al işlemine veya kira sertifikası ihracına konu edilen taşınmazlar hariç 30/9/2018 tarihine kadar aşağıdaki şartlarla yeniden değerleyebilirler. … Kaynak İsmmmo, GİB Yasal Uyarı Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir. Şirket Karar Defterinin Kaybolması Durumunda Ne Yapılmalıdır?Şirket karar defteri, şirketlerde yönetim kurulunun şirket yönetimi ile ilgili olarak aldığı kararların yazıldığı ciltli ve sayfa numaraları bulunan karar defterinin, şu kayıtlardan en az birini içermesi gerekir;Karar sayısı,Karar tarihi,Kararların içeriği,Üyelerin imzası,Toplantıda bulunanlarYönetim kurulu karar defterinin açılışı, şirketin kuruluşu sırasında ve kullanmaya başlamadan önce yapılır. Ayrıca yönetim kurulu karar defterinin açılış onayının her hesap dönemi için yapılması gereklidir. Açılış onayı noter tarafından veya ticaret siciline tescili sırasında ticaret sicil müdürlükleri tarafından gibi anonim şirket veya sermayesi bölünmüş komandit şirketlerde envanter defteri, pay defter ve yönetim kurulu karar defterlerinin notere tasdik ettirilip tutulması gereklidir. Bu defterlerin sayfalarının bitmesi veya bir nedenle kullanılamaz olması durumunda tüm bu defterlerin yenilenmesi Defterlere ilişkin Tebliğ’in 13’üncü maddesi gereğince, yönetim kurulu karar defterlerinin yenilenmesi gereken durumlarda açılış onayı yapılacak yeni defter, kullanıma son verilecek defterle birlikte ya da zayi edilmiş ise zayi kayıp belgesi ile birlikte notere ibraz edilmeli, eski deftere veya zayi belgesine yeni defterin açılış onayı yapıldığına dair yazı ve tarih atılmalıdır. Bu karar gereğince, karar defterlerinin zayi edilmiş olması durumunda zayi belgesinin bulunması zorunlu hale gelmiştir. Eğer zayi belgesi bulunmuyorsa, noterler tasdik işlemini belgesinin hangi durumlarda ve nasıl alınacağı sorusu ise şöyle yanıtlanabilir; bir tacirin saklamakla sorumlu olduğu defterler ve belgeler, yangın, su baskını veya deprem gibi bir afet veya hırsızlık sebebiyle kanuni saklama süresi içinde kaybolursa, tacir kayıp durumunun öğrendikten itibaren 15 gün içinde ticari işletmesinin bulunduğu yerdeki yetkili mahkemeden kendisine zayi belgesini vermesini talep defteri kaybolduğunda işletmenin bulunduğu yerdeki yetkili mahkemeye, yasal süre dahilinde başvurularak zayi belgesinin alınması ve bu belge ile yeni defter onayı için notere gidilmesi karar defteri örneği için OfisPaneli Kaynaklar sayfasını ziyaret edebilirsiniz.

karar defteri ile daire satışı